7. Görme engelli öğretmenler zümre toplantısı tutanağı: Müzik

GÖRME ENGELLİ MÜZİK ÖĞRETMENLERİ ZÜMRE TOPLANTISI

TARİH: 24/04/2019
YER: EGED UZAKTAN EĞİTİM TeamTalk SUNUCULARI

TOPLANTI GÜNDEMİ

1.Açılış ve tanışma.
2.Ders içinde yararlanılan kaynak ve materyallerle ilgili deneyim paylaşımı.
3.Derslerde kullanılan yöntem ve tekiklerle ilgili deneyim paylaşımı.
4.Sınıf yönetimi konusunda deneyim paylaşımı.
5.Yoklama, ders defteri yazımı ve sınavlarla ilgili deneyim paylaşımı.
6.Sınıf öğretmenliği ve veli toplantılarıyla ilgili deneyim paylaşımı.
7.Törenlerle ilgili deneym paylaşımı.
8.Dökümanlar, planlar, zümreler, kulüpler vb. ilgili deneyim paylaşımı.
9.Eklemek istedikleriniz ve kapanış.

GÜNDEMİN GÖRÜŞÜLMESİ

1.Görme engelli müzik öğretmenleri zümre toplantısı EGED’in uzaktan eğitim sunucularında 24 Nisan 2019 Çarşamba günü saat 20:30’da zümre toplantısına katılmak isteyenlerin kendilerini tanıtmasıyla başlamıştır.
2.İlk olarak ders içinde yararlanılan kaynak ve materyallerle ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Bu konuda söz alan Alp ÖZSÖKMEN ve Mert KARAGÜZEL göreve yeni başladıklarını ifade etmişler ve EBA’da müzik dersiyle ilgili hangi içeriklerin olduğunu sormuşlardır. Bu konuda Özlem ERTEN YETER EBA’nın aslında öğretmenlerin geliştirmesi amacıyla kurulan bir platform olduğunu ve giderek geliştiğini ifade etmiştir. Şu anda kulanılabilir içerikler olarak sesin oluşumuyla ilgili bir belgeselden, bazı çocuk şarkılarından ve alt yapılarından, bazı kazanımlarla ilgili animasyonlu videolardan bahsetmiştir. EBA kullanımı için okullardaki internet bağlantısının çok önem taşıdığından bunun için de internet bağlantı kablolarına ihtiyaç duylabildiğinden de bahsetmiştir.
Ders içi materyallerle ilgili söz alan Özgür ALTINOK “Derslerde çeşitli yazılımlar kullanıyorum, bunun dışında daha çok şarkı öğretimi yoluna gidiyorum. Benim kullandığım kaynaklar kemanım, bilgisayarım” şeklinde görüşlerini ifade etmiştir.
Özlem ERTEN YETER akıllı tahtaların görmeyen öğretmenlerin kullanımı konusunda erişilebilirlik sorunları taşıdığından bahsetmiş ve bununla birlikte yine de ders işleyişinde yardımcı bir materyal olduğundan söz etmiştir. Bunun birinci yönteminin kendi bilgisayarımızı akıllı tahtaya bağlayarak olabildiğini, ikincisinin ise hazır içeriklerin akıllı tahtadan açılması şeklinde olabildiğini söylemiştir. Özellikle akıllı tahtalardaki müzik yazmaya yarayan porteli uygulamayı kullanarak derste işlenecek parçaların yazılmasıyla oluşturulacak bir dağarcığın nota ve çalgı öretimini kolaylaştırabileceği önerisinde bulunmuştur.
Özgür ALTINOK, derste öğretilecek ezgiler ya da notalar için kendi bilgisayarımızda oluşturduğumuz nota dosyalarını ya da hazır olarak bulduğumuz nota dosyalarını akıllı tahtaya yansıtarak yararlanılabileceğini önermiştir. Özlem ERTEN YETER müzik sınıfının olduğu okulların materyal konusunda çok daha zengin olduğunu ve ders işlenişini zenginleştirdiğini de vurgulamıştır.

3.Derslerde kullanılan yöntem ve tekniklerle ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Bu konuda söz alan Özgür ALTINOK: “Kendi adıma ben bu konuda çalabildiğim enstrümanları olabildiğince tanıtmak anlamında öğrencilere de çaldırmaya gayret ediyorum, bu onların hoşuna giden bir uygulama oluyor, bu sayede ömürleri boyu görmedikleri çalgıları ufacık da olsa tanıtmaya çalışıyorum” demiştir.
Özlem ERTEN YETER: “Çalgı öğretiminde hangi yöntemleri kullanıyoruz?” diye sormuştur. Mert KARAGÜZEL: “Ben fülüt öğretmektense melodika öğretme taraftarıyım. Fülütten bozuk sesler çıkabiliyor” demiştir.
Ali Alpaslan hangi çalgıyı öğretiyor olursak olalım, öğrencinin doğru yapıp yapmadığını kontrol etmek amacıyla öğrenciden izin alarak öğrencinin ellerine dokunmamız, şayet yanlış bir pozisyon varsa bunu düzeltmesini sağlamamız gerektiğini vurgulamış, blok fülütten çıkan bozuk seslerin doğru üfleme tekniği ve deliklerin tam olarak kapatılmasının sağlanması ile kolayca düzeltilebileceğinden bahsetmiştir.
Özlem ERTEN YETER melodika öğretiminde dikkat edilmesi gereken en önemli şeyin öğrencinin tüm parmaklarını kullanmasını sağlamak olduğunu söylemiştir. Öğrencilerin tek parmak kullanma eğiliminde olduğunu da eklemiştir. Piyano öğretimiyle ilgili soruya cevap veren Ali Alpaslan, gerek okul içinde gerekse okul dışında insanlara piano eğitimi verdiğini, pianoda kendi piano hocasının çalışırken eline dokunarak tekniği ve tutuşu gösterdiğini, gerekirse tek tek nota nota çaldığını ve kendisine çaldırdığını, kendisi de piano öğretiminde bu yöntemleri kullandığını söylemiş, nota okumayı bilen öğrencilerle çalışmanın daha kolay olduğunu ancak çalıştırmak istenilen parçanın öğretmen tarafından ezbere biliniyor olmasının ya da notalarının kabartma olarak öğretmenin elinde bulunması gerektiğini vurgulamıştır.
Ömer URHAN: “Güzel Sanatlar Lisesinde piyano, kılarnet, ud ve gitar derslerine giriyorum. Nota öğretimi konusunda şöyle bir çözüm buldum. Bir tane manyetik tahta yaptırdım. Siyah renkli. Üzerine folyo ile fa anahtarı ve sol anahtarı dizeği çektirdim. Bu tahta üzerine nota magnetleri kestirerek çizgilerin üstüne ya da arasına yerleştirerek notaları yazabiliyorsunuz. Ölçü çizgileri magnetleri de var. Böylece nota değerleri oluştururken de ölçüleri belirtirken de bunlardan yararlanabiliyorsunuz. Sonrasında bakanlığa bir büyüteç aldırdım, Notaları şuan bu şekilde takip ediyorum. Görme engelli öğrencim için de porteyi öğretirken çok faydasını gördüm” şeklinde hem nota öğretimini hem de çalgı öğretimini nasıl yaptığını anlatmıştır. Ömer URHAN ayrıca “Bilgisayarı akıllı tahtaya bağlıyorsanız, Mus2 programıyla notaları yazarak gösterebilirsiniz” demiştir.
Onur YILMAZ nota öğretim yöntemleri konusunda şunları söylemiştir. “Görenlerle nota öğretirken pek sorun yaşamadım. Anahtar konusu çok zor bir mantık değil. Çizgiler her çevrildiğinde anlamları değişiyor. Sol anahtarınDAKİ İKİNCİ ÇİZGİDEKİ SOL ORTA DONUN ÜSTÜNDEKİ SOL. Fa anahtarındaki dördüncü çizgideki fa orta doğnun altındaki fa. Benim yöntemim, bildiğim notayı öğreteceğim bir nota bulup, bulduğum şey üzerinden notaları anlatmak. Pianoyu hiç denemedim. Gitar öğretmek için daha zor bir enstrüman. Burda daha çok gören çocuğa gösterme yolunu kullanıyorum ve kontrol aşamasında dokunarak kontrol ediyorum. Daha çok çocuğun ne gördüğünü soruyor ve çocuğu yönlendirmeye çalışıyorum”. ÖzlemERTEN YETER: “Bende Onur YILMAZ’ın söylediği yöntemi beş ve altı yaşlarındaki çocuklara nota öğretirken kullandım” dedi.
“Normal nota öğrenirken çizgileri karıştırıyorum, nasıl çözüm bulabilirim” şeklinde gelen soruyu yanıtlandıran Özlem ERTEN YETER: “Müzik kitabında porteyi öğreten bir etkinlik var. bu etkinlikte çizgileri ve aralıkları aşağıdan yukarıya doğru numaralandırmış. Bu numaralandırmalara uygun şekilde notaları öğrenir ve öğrencilere de bu şekilde öğretilirse sıkıntı çözülebilir demiştir.
Ali Alpaslan çizgi mantığının o kadar da zor olmadığını söyleyerek, “kendi elimizin beş parmağını portenin beş çizgisi olarak düşünelim. Baş parmak 1., işaret parmak 2., orta parmak 3., yüzük parmak 4., serçe parmak 5. Çizgi olsun. Sol anahtarında 1. Çizginin yani baş parmağımızın üstüne gelen nota mi, 2. Çizginin yani işaret parmağımızın üstüne gelen nota sol, 3. Çizginin yani orta parmağımızın üstüne gelen nota si, 4. Çizginin yani yüzük parmağımızın üstüne gelen nota re, 5. Çizginin yani serçe parmağımızın üstüne gelen nota ise fa olarak okunur. 1 ile 2. Çizgi arası fa, 2-3 çizgi arası la, 3-4 çizgi arası do, 4-5 çizgi arası ise mi olarak okunur. 1. Çigdeki mi, blok fülütteki kalın mi dir. Blok fülütteki kalın re ve do yu yazmak için portede birinci çizginin altina ek bir çizgi çekilir.” Şeklinde sol anahtarındaki nota yazılımını ve çizgileri anlatmıştır.
Özlem ERTEN YETER: fülüt öğretimiyle ilgili ise şunlara dikkat çekmiştir. “Fülüt öğretirken zamanla kendinizi geliştiriyorsunuz. Çıkan sesten sorunun neden kaynaklandığını anlayabiliyorsunuz. Genellikle deliklerden biri açık kalıyor, pozisyon yanlışlıkları oluyor ya da üfleme tekniğinden kaynaklı sıkıntılar yaşanıyor. Öğrencilere çalışırken ayna karşısında çalışmalarını önerirseniz kısa zamanda parmaklarını doğru kullanmayı öğreniyorlar”.

4.Sınıf yönetimi konusunda deneyim paylaşımı yapılmıştır. Özgür ALTINOK: “Sınıf yönetiminde öğrencilerin adlarını ezberleyerek onları tanıdığınızı hissettirmek önemlidir” demiştir. Özlem ERTEN YETER: “Ben iki tane müzik görevlisi belirliyorum. Onlara araç-gereç kontrolü yaptırıyorum ve derste dersi bozacak davranışlarda bulunan öğrencilerin isimlerini not almalarını istiyorum. Bunu yaparlarken dikkatli olmalarını, arkadaşlarına haksızlık etmemelerini vurguluyorum ve bu öğrencileri belli aralıklarla değiştiriyorum. Bu öğrencilere kendi hazırladığım araç-gereç listesinden kontrol yaptırıyorum ve listeler bende duruyor”. Demiştir.
Ayrıca Özlem ERTEN YETER şunları eklemiştir: “Sınıf kurallarını belirlemek, öğrencilerin nasıl söz alacaklarını belirlemek ve sınıfa bunları öğretene kadar vurgulamak gerekmektedir. Hangi öğrencilerin parmak kaldırdığını söyleyecek bir görevli seçmek bir yöntem olabilir. Söylediğiniz şeyleri mutlaka yapın. Sorun yaşadığınız öğrencilerle ilgili mutlaka olayları tutanak altına alın. Bu tutanakları sınıfın öğretmeniyle ya da ilgili müdür yardımcısıyla paylaşın”.
Ali Alpaslan söz alarak; “Bende sınıfta bir müzik başkanı ve bir yardımcısı belirliyorum. Sorun çıkmadığı sürece bunları pek değiştirmiyorum. Derste izin almadan konuşan ve dersin huzur ve akışını bozanları bu öğrencilere not aldırıyorum. Materyal kontrolünü de bu öğrencilere kendi hazırladıkları listeye artı eksi şeklinde işletiyorum. Ders sonunda dersin huzur ve akışını bozanların isimlerini öğrenciye okutuyorum. Bunları hemen bilgisayara yazıyor ya da ses kaydı olarak alıyorum. İlk hafta derse başlarken öğrencilere yalnızca sınavda gösterdikleri başarının değil, tüm yıl içinde derste sergiledikleri davranışların da notlarında etkili olacağını bildiriyorum. Özellikle materyal getirmede sorun yaşayan veya dersin huzur ve akışını çok sık bozan öğrencilere düşük performans notları veriyor, bunun ders içindeki davranışlarından kaynaklandığını da hem öğrencinin kendisine, hem de velisine anlatıyorum. Öğretmen sandalyesini defter imzalamak dışında kullanmıyorum. Tüm ders saati boyunca sıraların arasında gezerek olası olaylara hızlıca müdahale ediyorum.” Şeklinde konuştu.
5.Yoklama yapımı, defter yazımı ve sınavlarla ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Bu konuda söz alan Özgür ALTINOK şunları söylemiştir: “Yoklamalarınızı mümkün mertebe sesli aldırın. İdarenin rolü önemli”. Özlem ERTEN YETER ders defteri yazımıyla ilgili şunları söylemiştir: “Ders defterinde kazanımların yazıldığı kutucuklar ders saatine göre altalta, yoklamanın yazıldığı kısım ise en altta derslere göre yan yana bulunmaktadır. Yoklamayı yazarken olmayan öğrencilerin numaralarını yazıyoruz sonra altını tek çizgiyle kapatıp kaç öğrencinin olmadığını rakamla yazıyoruz. Defteri öğrenciye yazdırırken dikkat edilmelidir çünkü öğrenciler tam kavrayamadığı için yanlış şeyleri yanlış yerlere yazabiliyorlar. Bunun için görev vereceğimiz öğrencilere bu konuda küçük bir anlatım yapmak ya da yaptırmak daha sağlıklı olacaktır”.
Ali Alpaslan, “Yoklamaları sesli almak konusunda ben de Özgür’e katılıyorum. Hatta mümkünse yoklamalarınızı her ders kendiniz alın. Özellikle lisede, sınıfların ikiye bölünüp yarısının resme yarısının müziğe gittiği okullarda müzik dersine giren öğrencilerin listesi öğrencinin kendisinde bulunmayabiliyor. Bir önceki derse bakıp gelmeyen numaraların aynısını yazdırmak da çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Total görme engelliyseniz maalesef defteri sınıftan bir öğrenciye yazdırmak zorunda kalıyorsunuz. Defterlerin idare ve kimi zaman sınıfın yarısını da alan resim öğretmeni tarafından da kontrol edildiğini bilen öğrenci genelde sizin söylediğinizi yazıyor. Ancak olası bir sıkıntının önüne geçmek için ders defterleri dersten sonra öğretmenler odasına indirilerek bir öğretmenin yardımıyla doldurulabilir, ya da özellikle yoklama durumu öğretmen tarafından not alınarak gün sonuna kadar saklanabilir. Ders öğretmeni dersine girdiği sınıfta öğrencinin can güvenliğinden sorumludur. Dolayısıyla öğrenciyi ders içinde mümkün olduğu kadar az dışarı çıkarın, mümkünse hiç çıkarmayın. Bazen öğrenciler kendilerini başka öğretmenlerin, idarenin ya da müdürün çağırdığını söyleyerek dersten çıkmak isteyebilir, hatta onları nöbetçi öğrenci de çağırabilir. Bu tür durumlarda öğrencilerden kendilerini çağıran öğretmenin adı soyadı ve imzası ile birlikte çağırdığı öğrencilerin adlarını ve soyadlarını içeren, öğrencilerin hangi maksatla kendilerinin yanında bulunduğu yazılı bir kağıt alın, bu kağıdı gün sonuna kadar yanınızda saklayın. Bu durum, öğrencilerin başka öğretmenlerin adını kullanarak dersinizden dışarı çıkmasını engelleyecektir. Şayet idare tarafından okul dışına çıkması uygun görülen öğrenciler varsa, buna dair izin kağıdı defterin arasında bulunur. Bu öğrencileri yine de yok yazın. İdare gereğini yapacaktır.”
Şeklinde konuştu.
Özlem ERTEN YETER ölçme değerlendirme uygulamalarıyla ilgili şunları söylemiştir. “Ortaokul için iki sınav iki ders içi performans notu veriyoruz. Sınavlar ikisi de uygulamalı ya da biri yazılı biri uygulamalı olabiliyor. Ben iki sınavı da uygulamalı yapıyorum. Sınav yaparken bilgisayarımda hazır bulunan sınıf listesi ve sınav ölçeğini açıyorum ve öğrencileri sırayla yanıma çağırarak sınav yapıyorum. Sınav sırasında diğer öğrencilerin kitap okumalarını zorunlu tutuyorum ki sınıfta ses ve kargaşa olmasın. Sınavın düzenini bozmayı da bir ölçüt olarak ölçeğime alıyorum. Sınav yapmadan önce dereceli puanlama anahtarınızı hazırlamanızı ve öğrencileri en az bir hafta önceden sınavın tarihi ve sınavda neler çıkacağı konusunda bilgilendirmenizi ve sınav tarihini E-okula girmenizi tavsiye ederim”.
Ali Alpaslan; “Lisede de müzik dersinde dönem başına iki uygulamalı sınav ve iki performans notu veriliyor. Lisede uygulamalı sınav tarihleri e-okula girilmiyor. Ancak yazılı sınav yaparsanız e-okula sınav tarihi girmeniz gerekiyor. Uygulamalı sınavlar sırasında öğrencinin kopya çekmesini engellemek amacıyla, öğrencileri tek tek öğretmen masasının yanına çağırarak sınav yapıyorum. Sınav sırasında sınav olan öğrencinin dışında başka bir öğrencinin masanın yanında bulunmasının, ya da sınav sorusunun cevabının oturan öğrencilerce fısıldanmasının hem sınav olan öğrencinin sınavının geçersiz sayılmasına, hem de buna sebep olan öğrencinin kopye vermiş sayılmasına neden olacağını sınavın başında anlatıyorum. Sınav sırasında öğrenciye şarkı söyleteceksem, öğrencinin elinde defter ya da kağıt olmadığını ve sözleri her hangi bir yerden okuyup okumadığını kontrol altına almak amacıyla yalnızca bana bakarak söylemesi gerektiğini, şarkı söylerken ellerinin aşağıda olması gerektiğini, göz seviyesine kaldırmamasını ya da söylerken yüzünü kapatmamasını söylüyorum. Şarkı söylerken bana bakmaktan vazgeçtiği an sınavının geçersiz sayılacağını anlatıyorum. Sınav sırasında defter kontrolü yapacaksam, defterini getiren öğrencinin defterinin üstüne adını soyadını kabartma yazı ile yazıyorum. Dersin ilk haftasında öğrencilere karton kapaklı müzik defteri almaları gerektiğini ve sınav sırasında kapağı içinden ayrılmış, ya da kapağı hiç olmayan defterlerin kabul edilmeyeceğini bildiriyorum. Defterde ne yazdığını anlamak amacıyla konu başlıklarını okutuyor, duruma göre bazen bir konunun bir bölümünü kendi defterinden okumasını istiyorum. Performanslarda ise birini ders içi katılımdan veriyorum, öbüründe ise genelde grup çalışması içeren ödevler veriyor, bu ödevlerin sunularını da flaş bellekle getirmelerini ya da mail atmalarını istiyorum.
6.Sınıf öğretmenliği ve veli toplantılarıyla ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Özlem ERTEN YETER “Sınıf öğretmenliği ilk atandığımda yapmıştım, ağır bir evrak yükü var ve sınıfın tüm herşeyine hakim olmayı ve ilgilenmeyi gerektiriyor. Ortaokulda dersimizin de bir saat olması itibariyle bana sınıf öğretmenliği uzun zamandır vermediler. Ben de almak için talepte bulunmadım. Daha çok kulüp çalışmalarında yer aldım” demiştir. Veli toplantılarıyla ilgili ise şunları ifade etmiştir. “Genellikle dönemde bir kez genel veli toplantısı oluyor. Veli toplantılarında söyledikleriniz sizin aleyhinize anlaşılabiliyor. Bu nedenle söyleyeceklerimizi çok dikkatli seçmeliyiz. Özellikle düşük not alan velileri ölçeklerimizin sağlamlığıyla ikna etmek durumundayız. Özellikle sorun yaşadığımız sınıfların sınıf öğretmeninin yaptığı toplantıya katılarak daha ayrıntılı konuşmamız da bazı sınıflar için etkili olabiliyor”.

7.Törenlerin işleyişi ile ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Mert KARAGÜZEL mesleğe yeni başladığını ifade ederek “Bu pazartesi merdivenlerde durup istiklal marşının fondan gelen müziği eşliğinde yönettim. Belirli gün ve haftalarla ilgili görevler ise sene başında öğretmenlere dağıtılmış benim bu dönem görevim yok” dedi.

8.Yıllık planlar, zümreler, kulüp planları gibi dökümanların taslağının internetten rahatça bulunup kendi okulumuzla ilgili düzenlemelerin yapılabildiği konuşuldu. Ders defterine mutlaka yıllık planda o hafta için planlanmış kazanımın yazılması gerektiği, eğer sınav yaptıysak sınav yapıldı diye yazılması gerektiği konuşuldu. Pınar ÇALIŞKAN tarafından egzersiz ile kursun farkı sorulmuştur. Egzersizin birinci ya da ikinci dönemin başında öğretmenin açacağı egzersize katılacak öğrencilerin listesiyle ve egzersizin planıyla birlikte milli eğitim müdürlüyünden başvurup izin alınarak açılabileceği ve egzersizin en fazla altı saat olabileceği açıklandı. Yetiştirme kurslarının işleyişinin ise egzersizden farklı olduğu açıklandı. Yetiştirme kursları için gerekli tarihlerde EBA’dan öğretmen olarak başvuru yapılması ve yeterli öğrencinin de o öğretmenin kursuna başvurması halinde kursun açılacağı anlatıldı.

9.Toplantıya katılanlara eklemek istedikleri bir şey olup olmadığı soruldu. Mert KARAGÜZEL: “Planları bilgisayarda okurken zorluk çekiyoruz, nasıl okuyabiliriz” diye sordu.: Sınıf Defterim ve Kazanım Cepte uygulamaları önerildi. ancak bazen kazanımların kullanılan yıllık planlarla farklılıklar gösterdiği hatırlatılmıştır. Toplantı böylece sonlandırılmıştır.

GÖRME ENGELLİ MÜZİK ÖĞRETMENLERİ ZÜMRE TOPLANTISI

TARİH: 24/04/2019
YER: EGED UZAKTAN EĞİTİM TeamTalk SUNUCULARI

TOPLANTI GÜNDEMİ

1.Açılış ve tanışma.
2.Ders içinde yararlanılan kaynak ve materyallerle ilgili deneyim paylaşımı.
3.Derslerde kullanılan yöntem ve tekiklerle ilgili deneyim paylaşımı.
4.Sınıf yönetimi konusunda deneyim paylaşımı.
5.Yoklama, ders defteri yazımı ve sınavlarla ilgili deneyim paylaşımı.
6.Sınıf öğretmenliği ve veli toplantılarıyla ilgili deneyim paylaşımı.
7.Törenlerle ilgili deneym paylaşımı.
8.Dökümanlar, planlar, zümreler, kulüpler vb. ilgili deneyim paylaşımı.
9.Eklemek istedikleriniz ve kapanış.

GÜNDEMİN GÖRÜŞÜLMESİ

1.Görme engelli müzik öğretmenleri zümre toplantısı EGED’in uzaktan eğitim sunucularında 24 Nisan 2019 Çarşamba günü saat 20:30’da zümre toplantısına katılmak isteyenlerin kendilerini tanıtmasıyla başlamıştır.
2.İlk olarak ders içinde yararlanılan kaynak ve materyallerle ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Bu konuda söz alan Alp ÖZSÖKMEN ve Mert KARAGÜZEL göreve yeni başladıklarını ifade etmişler ve EBA’da müzik dersiyle ilgili hangi içeriklerin olduğunu sormuşlardır. Bu konuda Özlem ERTEN YETER EBA’nın aslında öğretmenlerin geliştirmesi amacıyla kurulan bir platform olduğunu ve giderek geliştiğini ifade etmiştir. Şu anda kulanılabilir içerikler olarak sesin oluşumuyla ilgili bir belgeselden, bazı çocuk şarkılarından ve alt yapılarından, bazı kazanımlarla ilgili animasyonlu videolardan bahsetmiştir. EBA kullanımı için okullardaki internet bağlantısının çok önem taşıdığından bunun için de internet bağlantı kablolarına ihtiyaç duylabildiğinden de bahsetmiştir.
Ders içi materyallerle ilgili söz alan Özgür ALTINOK “Derslerde çeşitli yazılımlar kullanıyorum, bunun dışında daha çok şarkı öğretimi yoluna gidiyorum. Benim kullandığım kaynaklar kemanım, bilgisayarım” şeklinde görüşlerini ifade etmiştir.
Özlem ERTEN YETER akıllı tahtaların görmeyen öğretmenlerin kullanımı konusunda erişilebilirlik sorunları taşıdığından bahsetmiş ve bununla birlikte yine de ders işleyişinde yardımcı bir materyal olduğundan söz etmiştir. Bunun birinci yönteminin kendi bilgisayarımızı akıllı tahtaya bağlayarak olabildiğini, ikincisinin ise hazır içeriklerin akıllı tahtadan açılması şeklinde olabildiğini söylemiştir. Özellikle akıllı tahtalardaki müzik yazmaya yarayan porteli uygulamayı kullanarak derste işlenecek parçaların yazılmasıyla oluşturulacak bir dağarcığın nota ve çalgı öretimini kolaylaştırabileceği önerisinde bulunmuştur.
Özgür ALTINOK, derste öğretilecek ezgiler ya da notalar için kendi bilgisayarımızda oluşturduğumuz nota dosyalarını ya da hazır olarak bulduğumuz nota dosyalarını akıllı tahtaya yansıtarak yararlanılabileceğini önermiştir. Özlem ERTEN YETER müzik sınıfının olduğu okulların materyal konusunda çok daha zengin olduğunu ve ders işlenişini zenginleştirdiğini de vurgulamıştır.

3.Derslerde kullanılan yöntem ve tekniklerle ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Bu konuda söz alan Özgür ALTINOK: “Kendi adıma ben bu konuda çalabildiğim enstrümanları olabildiğince tanıtmak anlamında öğrencilere de çaldırmaya gayret ediyorum, bu onların hoşuna giden bir uygulama oluyor, bu sayede ömürleri boyu görmedikleri çalgıları ufacık da olsa tanıtmaya çalışıyorum” demiştir.
Özlem ERTEN YETER: “Çalgı öğretiminde hangi yöntemleri kullanıyoruz?” diye sormuştur. Mert KARAGÜZEL: “Ben fülüt öğretmektense melodika öğretme taraftarıyım. Fülütten bozuk sesler çıkabiliyor” demiştir.
Ali Alpaslan hangi çalgıyı öğretiyor olursak olalım, öğrencinin doğru yapıp yapmadığını kontrol etmek amacıyla öğrenciden izin alarak öğrencinin ellerine dokunmamız, şayet yanlış bir pozisyon varsa bunu düzeltmesini sağlamamız gerektiğini vurgulamış, blok fülütten çıkan bozuk seslerin doğru üfleme tekniği ve deliklerin tam olarak kapatılmasının sağlanması ile kolayca düzeltilebileceğinden bahsetmiştir.
Özlem ERTEN YETER melodika öğretiminde dikkat edilmesi gereken en önemli şeyin öğrencinin tüm parmaklarını kullanmasını sağlamak olduğunu söylemiştir. Öğrencilerin tek parmak kullanma eğiliminde olduğunu da eklemiştir. Piyano öğretimiyle ilgili soruya cevap veren Ali Alpaslan, gerek okul içinde gerekse okul dışında insanlara piano eğitimi verdiğini, pianoda kendi piano hocasının çalışırken eline dokunarak tekniği ve tutuşu gösterdiğini, gerekirse tek tek nota nota çaldığını ve kendisine çaldırdığını, kendisi de piano öğretiminde bu yöntemleri kullandığını söylemiş, nota okumayı bilen öğrencilerle çalışmanın daha kolay olduğunu ancak çalıştırmak istenilen parçanın öğretmen tarafından ezbere biliniyor olmasının ya da notalarının kabartma olarak öğretmenin elinde bulunması gerektiğini vurgulamıştır.
Ömer URHAN: “Güzel Sanatlar Lisesinde piyano, kılarnet, ud ve gitar derslerine giriyorum. Nota öğretimi konusunda şöyle bir çözüm buldum. Bir tane manyetik tahta yaptırdım. Siyah renkli. Üzerine folyo ile fa anahtarı ve sol anahtarı dizeği çektirdim. Bu tahta üzerine nota magnetleri kestirerek çizgilerin üstüne ya da arasına yerleştirerek notaları yazabiliyorsunuz. Ölçü çizgileri magnetleri de var. Böylece nota değerleri oluştururken de ölçüleri belirtirken de bunlardan yararlanabiliyorsunuz. Sonrasında bakanlığa bir büyüteç aldırdım, Notaları şuan bu şekilde takip ediyorum. Görme engelli öğrencim için de porteyi öğretirken çok faydasını gördüm” şeklinde hem nota öğretimini hem de çalgı öğretimini nasıl yaptığını anlatmıştır. Ömer URHAN ayrıca “Bilgisayarı akıllı tahtaya bağlıyorsanız, Mus2 programıyla notaları yazarak gösterebilirsiniz” demiştir.
Onur YILMAZ nota öğretim yöntemleri konusunda şunları söylemiştir. “Görenlerle nota öğretirken pek sorun yaşamadım. Anahtar konusu çok zor bir mantık değil. Çizgiler her çevrildiğinde anlamları değişiyor. Sol anahtarınDAKİ İKİNCİ ÇİZGİDEKİ SOL ORTA DONUN ÜSTÜNDEKİ SOL. Fa anahtarındaki dördüncü çizgideki fa orta doğnun altındaki fa. Benim yöntemim, bildiğim notayı öğreteceğim bir nota bulup, bulduğum şey üzerinden notaları anlatmak. Pianoyu hiç denemedim. Gitar öğretmek için daha zor bir enstrüman. Burda daha çok gören çocuğa gösterme yolunu kullanıyorum ve kontrol aşamasında dokunarak kontrol ediyorum. Daha çok çocuğun ne gördüğünü soruyor ve çocuğu yönlendirmeye çalışıyorum”. ÖzlemERTEN YETER: “Bende Onur YILMAZ’ın söylediği yöntemi beş ve altı yaşlarındaki çocuklara nota öğretirken kullandım” dedi.
“Normal nota öğrenirken çizgileri karıştırıyorum, nasıl çözüm bulabilirim” şeklinde gelen soruyu yanıtlandıran Özlem ERTEN YETER: “Müzik kitabında porteyi öğreten bir etkinlik var. bu etkinlikte çizgileri ve aralıkları aşağıdan yukarıya doğru numaralandırmış. Bu numaralandırmalara uygun şekilde notaları öğrenir ve öğrencilere de bu şekilde öğretilirse sıkıntı çözülebilir demiştir.
Ali Alpaslan çizgi mantığının o kadar da zor olmadığını söyleyerek, “kendi elimizin beş parmağını portenin beş çizgisi olarak düşünelim. Baş parmak 1., işaret parmak 2., orta parmak 3., yüzük parmak 4., serçe parmak 5. Çizgi olsun. Sol anahtarında 1. Çizginin yani baş parmağımızın üstüne gelen nota mi, 2. Çizginin yani işaret parmağımızın üstüne gelen nota sol, 3. Çizginin yani orta parmağımızın üstüne gelen nota si, 4. Çizginin yani yüzük parmağımızın üstüne gelen nota re, 5. Çizginin yani serçe parmağımızın üstüne gelen nota ise fa olarak okunur. 1 ile 2. Çizgi arası fa, 2-3 çizgi arası la, 3-4 çizgi arası do, 4-5 çizgi arası ise mi olarak okunur. 1. Çigdeki mi, blok fülütteki kalın mi dir. Blok fülütteki kalın re ve do yu yazmak için portede birinci çizginin altina ek bir çizgi çekilir.” Şeklinde sol anahtarındaki nota yazılımını ve çizgileri anlatmıştır.
Özlem ERTEN YETER: fülüt öğretimiyle ilgili ise şunlara dikkat çekmiştir. “Fülüt öğretirken zamanla kendinizi geliştiriyorsunuz. Çıkan sesten sorunun neden kaynaklandığını anlayabiliyorsunuz. Genellikle deliklerden biri açık kalıyor, pozisyon yanlışlıkları oluyor ya da üfleme tekniğinden kaynaklı sıkıntılar yaşanıyor. Öğrencilere çalışırken ayna karşısında çalışmalarını önerirseniz kısa zamanda parmaklarını doğru kullanmayı öğreniyorlar”.

4.Sınıf yönetimi konusunda deneyim paylaşımı yapılmıştır. Özgür ALTINOK: “Sınıf yönetiminde öğrencilerin adlarını ezberleyerek onları tanıdığınızı hissettirmek önemlidir” demiştir. Özlem ERTEN YETER: “Ben iki tane müzik görevlisi belirliyorum. Onlara araç-gereç kontrolü yaptırıyorum ve derste dersi bozacak davranışlarda bulunan öğrencilerin isimlerini not almalarını istiyorum. Bunu yaparlarken dikkatli olmalarını, arkadaşlarına haksızlık etmemelerini vurguluyorum ve bu öğrencileri belli aralıklarla değiştiriyorum. Bu öğrencilere kendi hazırladığım araç-gereç listesinden kontrol yaptırıyorum ve listeler bende duruyor”. Demiştir.
Ayrıca Özlem ERTEN YETER şunları eklemiştir: “Sınıf kurallarını belirlemek, öğrencilerin nasıl söz alacaklarını belirlemek ve sınıfa bunları öğretene kadar vurgulamak gerekmektedir. Hangi öğrencilerin parmak kaldırdığını söyleyecek bir görevli seçmek bir yöntem olabilir. Söylediğiniz şeyleri mutlaka yapın. Sorun yaşadığınız öğrencilerle ilgili mutlaka olayları tutanak altına alın. Bu tutanakları sınıfın öğretmeniyle ya da ilgili müdür yardımcısıyla paylaşın”.
Ali Alpaslan söz alarak; “Bende sınıfta bir müzik başkanı ve bir yardımcısı belirliyorum. Sorun çıkmadığı sürece bunları pek değiştirmiyorum. Derste izin almadan konuşan ve dersin huzur ve akışını bozanları bu öğrencilere not aldırıyorum. Materyal kontrolünü de bu öğrencilere kendi hazırladıkları listeye artı eksi şeklinde işletiyorum. Ders sonunda dersin huzur ve akışını bozanların isimlerini öğrenciye okutuyorum. Bunları hemen bilgisayara yazıyor ya da ses kaydı olarak alıyorum. İlk hafta derse başlarken öğrencilere yalnızca sınavda gösterdikleri başarının değil, tüm yıl içinde derste sergiledikleri davranışların da notlarında etkili olacağını bildiriyorum. Özellikle materyal getirmede sorun yaşayan veya dersin huzur ve akışını çok sık bozan öğrencilere düşük performans notları veriyor, bunun ders içindeki davranışlarından kaynaklandığını da hem öğrencinin kendisine, hem de velisine anlatıyorum. Öğretmen sandalyesini defter imzalamak dışında kullanmıyorum. Tüm ders saati boyunca sıraların arasında gezerek olası olaylara hızlıca müdahale ediyorum.” Şeklinde konuştu.
5.Yoklama yapımı, defter yazımı ve sınavlarla ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Bu konuda söz alan Özgür ALTINOK şunları söylemiştir: “Yoklamalarınızı mümkün mertebe sesli aldırın. İdarenin rolü önemli”. Özlem ERTEN YETER ders defteri yazımıyla ilgili şunları söylemiştir: “Ders defterinde kazanımların yazıldığı kutucuklar ders saatine göre altalta, yoklamanın yazıldığı kısım ise en altta derslere göre yan yana bulunmaktadır. Yoklamayı yazarken olmayan öğrencilerin numaralarını yazıyoruz sonra altını tek çizgiyle kapatıp kaç öğrencinin olmadığını rakamla yazıyoruz. Defteri öğrenciye yazdırırken dikkat edilmelidir çünkü öğrenciler tam kavrayamadığı için yanlış şeyleri yanlış yerlere yazabiliyorlar. Bunun için görev vereceğimiz öğrencilere bu konuda küçük bir anlatım yapmak ya da yaptırmak daha sağlıklı olacaktır”.
Ali Alpaslan, “Yoklamaları sesli almak konusunda ben de Özgür’e katılıyorum. Hatta mümkünse yoklamalarınızı her ders kendiniz alın. Özellikle lisede, sınıfların ikiye bölünüp yarısının resme yarısının müziğe gittiği okullarda müzik dersine giren öğrencilerin listesi öğrencinin kendisinde bulunmayabiliyor. Bir önceki derse bakıp gelmeyen numaraların aynısını yazdırmak da çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Total görme engelliyseniz maalesef defteri sınıftan bir öğrenciye yazdırmak zorunda kalıyorsunuz. Defterlerin idare ve kimi zaman sınıfın yarısını da alan resim öğretmeni tarafından da kontrol edildiğini bilen öğrenci genelde sizin söylediğinizi yazıyor. Ancak olası bir sıkıntının önüne geçmek için ders defterleri dersten sonra öğretmenler odasına indirilerek bir öğretmenin yardımıyla doldurulabilir, ya da özellikle yoklama durumu öğretmen tarafından not alınarak gün sonuna kadar saklanabilir. Ders öğretmeni dersine girdiği sınıfta öğrencinin can güvenliğinden sorumludur. Dolayısıyla öğrenciyi ders içinde mümkün olduğu kadar az dışarı çıkarın, mümkünse hiç çıkarmayın. Bazen öğrenciler kendilerini başka öğretmenlerin, idarenin ya da müdürün çağırdığını söyleyerek dersten çıkmak isteyebilir, hatta onları nöbetçi öğrenci de çağırabilir. Bu tür durumlarda öğrencilerden kendilerini çağıran öğretmenin adı soyadı ve imzası ile birlikte çağırdığı öğrencilerin adlarını ve soyadlarını içeren, öğrencilerin hangi maksatla kendilerinin yanında bulunduğu yazılı bir kağıt alın, bu kağıdı gün sonuna kadar yanınızda saklayın. Bu durum, öğrencilerin başka öğretmenlerin adını kullanarak dersinizden dışarı çıkmasını engelleyecektir. Şayet idare tarafından okul dışına çıkması uygun görülen öğrenciler varsa, buna dair izin kağıdı defterin arasında bulunur. Bu öğrencileri yine de yok yazın. İdare gereğini yapacaktır.”
Şeklinde konuştu.
Özlem ERTEN YETER ölçme değerlendirme uygulamalarıyla ilgili şunları söylemiştir. “Ortaokul için iki sınav iki ders içi performans notu veriyoruz. Sınavlar ikisi de uygulamalı ya da biri yazılı biri uygulamalı olabiliyor. Ben iki sınavı da uygulamalı yapıyorum. Sınav yaparken bilgisayarımda hazır bulunan sınıf listesi ve sınav ölçeğini açıyorum ve öğrencileri sırayla yanıma çağırarak sınav yapıyorum. Sınav sırasında diğer öğrencilerin kitap okumalarını zorunlu tutuyorum ki sınıfta ses ve kargaşa olmasın. Sınavın düzenini bozmayı da bir ölçüt olarak ölçeğime alıyorum. Sınav yapmadan önce dereceli puanlama anahtarınızı hazırlamanızı ve öğrencileri en az bir hafta önceden sınavın tarihi ve sınavda neler çıkacağı konusunda bilgilendirmenizi ve sınav tarihini E-okula girmenizi tavsiye ederim”.
Ali Alpaslan; “Lisede de müzik dersinde dönem başına iki uygulamalı sınav ve iki performans notu veriliyor. Lisede uygulamalı sınav tarihleri e-okula girilmiyor. Ancak yazılı sınav yaparsanız e-okula sınav tarihi girmeniz gerekiyor. Uygulamalı sınavlar sırasında öğrencinin kopya çekmesini engellemek amacıyla, öğrencileri tek tek öğretmen masasının yanına çağırarak sınav yapıyorum. Sınav sırasında sınav olan öğrencinin dışında başka bir öğrencinin masanın yanında bulunmasının, ya da sınav sorusunun cevabının oturan öğrencilerce fısıldanmasının hem sınav olan öğrencinin sınavının geçersiz sayılmasına, hem de buna sebep olan öğrencinin kopye vermiş sayılmasına neden olacağını sınavın başında anlatıyorum. Sınav sırasında öğrenciye şarkı söyleteceksem, öğrencinin elinde defter ya da kağıt olmadığını ve sözleri her hangi bir yerden okuyup okumadığını kontrol altına almak amacıyla yalnızca bana bakarak söylemesi gerektiğini, şarkı söylerken ellerinin aşağıda olması gerektiğini, göz seviyesine kaldırmamasını ya da söylerken yüzünü kapatmamasını söylüyorum. Şarkı söylerken bana bakmaktan vazgeçtiği an sınavının geçersiz sayılacağını anlatıyorum. Sınav sırasında defter kontrolü yapacaksam, defterini getiren öğrencinin defterinin üstüne adını soyadını kabartma yazı ile yazıyorum. Dersin ilk haftasında öğrencilere karton kapaklı müzik defteri almaları gerektiğini ve sınav sırasında kapağı içinden ayrılmış, ya da kapağı hiç olmayan defterlerin kabul edilmeyeceğini bildiriyorum. Defterde ne yazdığını anlamak amacıyla konu başlıklarını okutuyor, duruma göre bazen bir konunun bir bölümünü kendi defterinden okumasını istiyorum. Performanslarda ise birini ders içi katılımdan veriyorum, öbüründe ise genelde grup çalışması içeren ödevler veriyor, bu ödevlerin sunularını da flaş bellekle getirmelerini ya da mail atmalarını istiyorum.
6.Sınıf öğretmenliği ve veli toplantılarıyla ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Özlem ERTEN YETER “Sınıf öğretmenliği ilk atandığımda yapmıştım, ağır bir evrak yükü var ve sınıfın tüm herşeyine hakim olmayı ve ilgilenmeyi gerektiriyor. Ortaokulda dersimizin de bir saat olması itibariyle bana sınıf öğretmenliği uzun zamandır vermediler. Ben de almak için talepte bulunmadım. Daha çok kulüp çalışmalarında yer aldım” demiştir. Veli toplantılarıyla ilgili ise şunları ifade etmiştir. “Genellikle dönemde bir kez genel veli toplantısı oluyor. Veli toplantılarında söyledikleriniz sizin aleyhinize anlaşılabiliyor. Bu nedenle söyleyeceklerimizi çok dikkatli seçmeliyiz. Özellikle düşük not alan velileri ölçeklerimizin sağlamlığıyla ikna etmek durumundayız. Özellikle sorun yaşadığımız sınıfların sınıf öğretmeninin yaptığı toplantıya katılarak daha ayrıntılı konuşmamız da bazı sınıflar için etkili olabiliyor”.

7.Törenlerin işleyişi ile ilgili deneyim paylaşımı yapılmıştır. Mert KARAGÜZEL mesleğe yeni başladığını ifade ederek “Bu pazartesi merdivenlerde durup istiklal marşının fondan gelen müziği eşliğinde yönettim. Belirli gün ve haftalarla ilgili görevler ise sene başında öğretmenlere dağıtılmış benim bu dönem görevim yok” dedi.

8.Yıllık planlar, zümreler, kulüp planları gibi dökümanların taslağının internetten rahatça bulunup kendi okulumuzla ilgili düzenlemelerin yapılabildiği konuşuldu. Ders defterine mutlaka yıllık planda o hafta için planlanmış kazanımın yazılması gerektiği, eğer sınav yaptıysak sınav yapıldı diye yazılması gerektiği konuşuldu. Pınar ÇALIŞKAN tarafından egzersiz ile kursun farkı sorulmuştur. Egzersizin birinci ya da ikinci dönemin başında öğretmenin açacağı egzersize katılacak öğrencilerin listesiyle ve egzersizin planıyla birlikte milli eğitim müdürlüyünden başvurup izin alınarak açılabileceği ve egzersizin en fazla altı saat olabileceği açıklandı. Yetiştirme kurslarının işleyişinin ise egzersizden farklı olduğu açıklandı. Yetiştirme kursları için gerekli tarihlerde EBA’dan öğretmen olarak başvuru yapılması ve yeterli öğrencinin de o öğretmenin kursuna başvurması halinde kursun açılacağı anlatıldı.

9.Toplantıya katılanlara eklemek istedikleri bir şey olup olmadığı soruldu. Mert KARAGÜZEL: “Planları bilgisayarda okurken zorluk çekiyoruz, nasıl okuyabiliriz” diye sordu.: Sınıf Defterim ve Kazanım Cepte uygulamaları önerildi. ancak bazen kazanımların kullanılan yıllık planlarla farklılıklar gösterdiği hatırlatılmıştır. Toplantı böylece sonlandırılmıştır.