3. Görme engelli öğretmenler zümre toplantısı tutanağı: Türkçe

GÜNDEM MADDELERİ:
1. Derse hazırlık
2. Haftalık zaman yönetimi
3. Okuma saati
4. Sınav hazırlama, çoğaltma, yayma
5. Belirli gün ve haftalar
6. Yarışmalarda eser veren öğrencilerin eserlerini inceleme
7. Sınıf Rehber Öğretmenliği'nin artı ve eksileri
8. Nöbet
9. Sınıf defteri yazma ve yoklama alma
10. whatsapp gruplarındaki yoğun trafik

Türkçe öğretmeni Ali Köse iyi bir eğitim öğretim temennisiyle toplantıyı açtı.
Tanışmanın ardından toplantıya geçildi.
1. Derse hazırlık:
Ali Köse "Yarınki konuya nasıl hazırlık yapılıyor? Kitap takibi, fazladan kaynak gibi konularda nasıl takip ediyorsunuz?" diye sordu.
Hamide Turan "Görsel içeriklerin baştan savma betimlenmesi veya hiç betimlenmemesi nedeniyle aslında sıkıntıya düşsek de bu durumu lehimize çevirebilir, öğrencilerin görsel okuma becerisinin gelişmesine vesile olabiliriz." dedi.
Gökhan Çapanoğlu EGED'in YEĞİTEG'le görüşmeleri sonucunda EBA Ders'in kısmen erişilebilir hale getirildiğini söyledi. Mobil uygulamalarda da YEĞİİTEG'le görüşmeler gerçekleştirilmesine rağmen mobil uygulamada eba Ders'e müdahalenin olamadığını vurguladı.
Derse gitmeden önce tekrar niteliğinde bir plan çiziyorum bazen yetiştiremeyebiliyorum bazen sınıfta erken bitebiliyor.
Derse hazırlık konusunda öğrencilerle pdf formatında hazırladığı sınavları EBA Ders'e yüklemeye çalıştığını, dinleme metinlerinde bazen telefonu bazen akıllı tahtayı, bazen radyo gibi farklı materyaller kullandığını; bu tür etkinliklerin öğrencilerin ilgisini çektiğini ifade etti.
Ali Köse "Yayınlar konusunda biz de öğrenciler yardımıyla yapıyoruz. Pdfler görme engellilere verilecek şekilde düşünülemez. Z kitap erişilebilir değil" dedi.
Hakan Teltik az da olsa görmesinin olduğunu, bunun ders işleme konusunda ona yardımcı olduğunu, Bilgisayardan da yararlandığını belirtti. "Z kitaplar erişilebilir değil. Ekran okuyucular yerine büyüteçten yararlanıyor, hazırlık yapıyorum. Bazı sınıflarda tahta olmadığı için farklı yöntemler seçiyorum. Ders kitaplarındaki etkinlikleri çok fazla kullanmıyorum. Okuma metinlerindeki etkinlikleri çok fazla yaptırmıyorum. Hazırlıklı hazırlıksız konuşma yaptırıyorum. Belli kriterler çerçevesinde değerlendirme yapılıyor. Etkinlikler sürekli tekrar eden etkinlikler şeklinde gidiyor ve öğrencilerin sıkılmasına neden oluyor. Metinleri okusunlar ve onlardan bîhaber olmasınlar diye metinleri eve ödev veriyorum. Kontrol de ediyorum. Sözlük çalışması yaptırıyorum. Sözlükten sözcük bulma etkinliği yapıyorum. Verilen sözcüğü ilk bulan artı alıyor ama eksi yok. Sözlük okuma çalışması yapmış oluyoruz. Sözlük okumaya yavaş yavaş giriş yapıyoruz. EBA Ders üstünden yaprak test gönderip çözümlerini takip ediyorum. Tam olarak erişilebilir olmasa da genel olarak EBA'da sıkıntı yaşamıyorum." dedi ve ekledi "İnternet bugün hayatımızın tam ortasında ve oradan bilgi derlemesi yapıyoruz. Bu konuda internetten yararlanıyorum. Akıllı tahta kullanamadığımda icloud'dan not girişleri apple cihazlarda senkronize bir şekilde görünebiliyor. İcloud.com'da "notlar" bölümünü açıp hangi notları almam gerekiyorsa, hangi bölümleri anlatacaksam yazıyorum. Windows'tan da giriş yapılabiliyor. İstediğim apple cihazımdan sınıfta etkileşim kurarak bluetooth kulaklıklar yardımıyla ders anlatımlarını götürebiliyorum. Örneğin yazım kuralları, noktalama işaretleri veya anlam konusunda kontrol etme ihtiyacı hissediyorum. Erişilebilir ve uygulanabilir bir çözüm bulmuş oluyorum.
Ali Köse "Kitapların etkinliklerinin devamı konusunda üniversitede Kitap İnceleme derslerimizde yazarları araştırmıştık ve farklı sonuçlara ulaşmıştık. Eski ders kitaplarının işinin ehli kişiler tarafından yazılmadığını gördük ." dedi.
Atiye Büyüksarı bir öneride bulundu: "Dinleme metinlerinde görsellik mevcut ve görsellik ses dışında kalabiliyor. Öğrenciler bunları görsel detay olarak anlattığında şaşırabiliyorum. Sesli betimleme derneğiyle iletişim kurulup görsellerin betimlenmesi sağlanabilir mi?"
Gökhan Çapanoğlu Atiye Büyüksarı'nın önerisine cevaben "MEB'de betimleme konusunda algı oluşmaya başladı. Sesli betimleme ve diğer betimlemeler konusunda çalışmalara başlanacağı bildirildi ancak ne zaman olacağına ilişkin bir tarih verilemedi.
Hamide Turan: "Slaytlardan da yararlanılabilir. Dersten önce konuyla ilgili slaytlar hazırlanarak da öğrencilere not tutturulabilir. Böylece öğrenciler yazım ve noktalama konusunda bilinçlenecektir. Aynı zamanda konularla ilgili akılda kalıcı görseller/tablolar da rahatlıkla slayt içinde gösterilebilir. Böylece görme engelden doğan kısıt bir nebze ortadan kalkmış olur." dedi.
Nevin Garip, yazılmasını istediğimiz bilgileri öğrencilerin yazıp yazmadığının yine öğrencilerin yardımıyla öğrenilebileceğini belirtti.
Bir soru soruldu: Ders esnasında ödev kontrolü yapan öğrenciler konusunda bu konuyu nasıl hallediyorsunuz?
Nevin Garip: Mevcuda göre görevlendirme yapılırsa ödev kontrolü daha kısa sürede gerçekleşir. Dersleri iyi olup bu tür sorumlulukların altından kalkabileceği halde özgüven problemi yaşayan, kendini geride tutan öğrencilere ödev kontrolü gibi sorumluluklar verilerek onların da özgüveninin gelişmesine katkı sağlanmalıdır.
Gökhan: Kalabalık olan sınıflarda cam, orta ve kapı tarafındaki öğrencilerin ayrı kontrolcüsü olabilir. Ödev kontrolü esnasında ödevlerini açmayanlar, sırasında olmayanlar problem çıkarabilir. Bu nedenle ödev kontrolünün ders ve öğretmen zili arasında yapılması sağlanabilir. Ödev kontrolü, öğrencilerin sorumluluk duygusunu geliştirir. Onların derse hazır olmasını sağlar.
Hakan Teltik: Ödev kontrolünün ilk derste yapılmasının faydalı olduğunu söyledi ve öğrencilerin ders öncesinde arkadaşlarından ödev almaması, yan sınıflardan kitap temin etmemesi açısından önemine değindi.
2. Haftalık zaman yönetimi:
Ali Köse: Ben ilk iki saatte metni okutup sadece anlamayla ilgili etkinlikleri yaptırıp bu şekilde metni tamamlıyorum. Bazı metinlerde olağanüstü durumlar olabiliyor ama okuma anlama kısmını iki saatte halledip bir saati yazmaya ayırıyorum. Bir saat de elektronik kaynaklardan soru çözümü ve son iki saati kitap okumaya ayırıyorum.
Nevin Garip: Sekizinci sınıflarda metin işleyemiyorum. Konu tekrarı, konu testleri, akıllı tahtadan etkinlikler... Mutlaka bir saatini okumaya ayırmaya dikkat ediyorum ama metin işlemiyorum.
Gökhan Çapanoğlu: Bazı sınıflarda dersi bitirdiğimde süre kalıyor. Bazı sınıflarda sorduğum sorulara aldığım dönütlerin uzun olması nedeniyle süreyi yetiştiremiyorum. Ama bazı sınıflarda üç dört kişi katılıyor ve dersi çok erken bitiriyorum. Zamanı nasıl yönetebilirim?
Ender Ökten: Özellikle beşlerde gerekli gereksiz soru soruluyor ve çocuk oldukları için tekrara düşüyorlar. Biraz daha yarıda keserek yetiştirmeye çalışıyorum. Artan vakitlerde de "kompozisyon yazalım" diyoruz.
3. Okuma saati:
Ender Ökten sordu: Öğrencilerin bazıları kitabını açıyor ve okumuş gibi yapıyor. Bu durumu nasıl tespit ediyorsunuz?
Nevin Garip: Eğer dersin bitmesine on dakika kalmışsa daha önce öğrendiğimiz konularla ilgili oyun açıyorum. Eğer yeni girdiysek sınıfa, belli bir süre okuma konusunda sıkıntı yaşasak da bir süre sonra öğrencilerin direnci de kırılıyor. Kitapla ilgili sorular sorarak dikkatlerini canlı tutuyorum.
Gökhan Çapanoğlu: Öğrencileri haftada bir saat kütüphaneye çıkarıyorum. Kitaplara dokunmak bile çok hoşlarına gidebiliyor. Kitap okumaya eğilimli fakat okumayanlara ben de örnek oluyorum. Kitap okuyorum. Kitap okumayan öğrencinin yanına oturuyorum, "hadi birlikte okuyalım." diyorum. Onun okuduğu kitabı GETEM'den indiriyorum ve birlikte okuyoruz. Hiç okumayan öğrencilere kitabı yastık olarak kullanmasını söylüyorum. Kafasını koyup uyumasını ve diğer arkadaşlarını rahatsız etmemesini sağlıyorum. Artı eksi meselesinde ödev yapanlardan bir eksisi olan veya hiç eksisi olmayanlara üstün başarı belgesi veriyorum. Bunu almak için çok çalışıyorlar. Kitap okuma yarışmasında ilk üçe girenlere bisiklet verilecek. Başarılı öğrenciler daha fazla kitap okumaya başladı. Özet formlarım var. Onları topluyor ve saklıyorum. Onların hoşuna gidiyor ve okuyorlar.
Ali Köse: Ben kendimce şöyle bir yöntem getirdim: Ben kitap okumaya iki saat ayırdım. Haftanın son iki saatinde kitap okuyoruz. İlk saatte normal bir şekilde kitap okunuyor, ikinci saatte yedi sekiz kişi okuduğu kitabı tahtaya çıkıp beş dakika anlatıyor. Hiç okumayan çocuk bile "aaa arkadaşım bunu okumuş. Acaba içinde ne var? Önerir misin diyen birçok öğrencim "var. Okuma sorununu minimuma indirdiğimi düşünüyorum.
Hakan Teltik: Kütüphanecilik kulübü çalışıyor. Üç haftada bir değiştiriyorlar kitaplarını. Gruplar halinde bir kitabı okuyorlar ve aralarından biri o kitabı anlatıyor. Bunu tüm okula yapıyor. Bunun yanı sıra kendim öğrencilere hitap edenleri önce GETEM'den ben okuyorum. Kendi oluşturduğum listemde kitap tavsiyesi sınıflandırması yapıyorum. Yazarı görme engelli olan Paola Peretti'nin Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe kitabını önerdim. Kitap benden dolayı ilgilerini çekti. Reklam tekniğini kullandım. Çocukların ilgisini çekti.
4. Sınav hazırlama, çoğaltma, yayma:
Ali Köse: Sorularımı oluşturuyorum ve oluşturduktan sonra işin görsel tasarımında yakınımdan yardım alıyorum.
Hamide Turan: Sınav sorusu hazırladıktan sonra sütunlara yerleştirmekte zorlanıyorum.
Gökhan Çapanoğlu: Benim bir şablonum var. İki sütunlu bir şablon. Birkaç pratik gerekiyor. Sorunun yarısı kaymışsa diğer sütuna kaydırarak sütunlara yerleştiriyorum. Not defterine yapıştırmayın. Biçimsel özellikleri kayboluyor. Bir de sorular seçenekli ve kısaysa tab basarak cm cinsinden ayarlama yapabilirsiniz.
Mustafa Başyiğit: Sütun konusunda seçim yaparak oluşturulursa yapılabilir. Not defteri biçim özelliklerini yok eder.
Hazır testlerden kullanılabilir.
Nevin: Uzun süredir yazıcı kullanarak çıkarıyorum. Tavsiye ederim.
Fatih: Uygun fiyata fotokopi çeken kırtasiyeler olabiliyor.
Nevin Garip: İki tane haznesi var. İlk haznesinde bir tonerin ne kadar çıkardığını keşfettikten sonra tarayıcıdan taratarak sayfada soru çıkmış mı diye bakılabilir.
Mustafa: Mürekkep tankı önerildi.
5. Belirli gün ve haftalar:
Ali Köse: Bizde kurul var. Kurul her belirli gün ve haftaları aylara göre böldü. İlgili gruplar da bu takvime göre çalışmalarını yapıyor.
Nevin Garip: İlk önce programlar Türkçe öğretmenlerine veriliyordu ama idareyle işbirliği yaparak program dağılımını diğer zümrelerin de hazırlayacağı şekilde gerçekleştirdik. Eser İnceleme Kurulu tarafından dağılım yapıldı ve herkes kendi günlerinin programlarını hazırlıyor.
Atiye Büyüksarı: Program hazırlama zümre zümre ayrıldı. Şahsi olarak bana düşmedi ama bir piyes hazırladım. Güzel yankıları oldu Kitap okumada 10 puanlık bir soru soruyorum. Bunun da güzel geri dönüşleri oldu. .
Hakan Teltik: Her kulübe bir belirli gün ve hafta verildi. Benim kulübüm Zeka Oyunları Kulübü. Türk Dünyası Tanıtım Günleri etkinliğini aldım. 21 Mart'ta yapılacak. Türk dünyası müzikleri üzerinden Türk dünyası tanıtımı yapmayı planlıyorum. TİKA'nın müzik arşivini taradım, uygun içeriklere sahip olan müzikleri derledim. Onları göstermeyi planlıyorum. Ayrıntılı olmasa da müziğin ritmini, söyleniş şeklini öğrencilerin tanımasını amaçlıyorum.
6. Yarışmalarda eser veren öğrencilerin eserlerini inceleme:
Hamide Turan, eseri veren öğrenciye okuttuğunu, okurken yazım ve imlayla ilgili sorular sorarak öğrenciyi yönlendirdiğini, diğer öğretmenlere de yazıları gösterdiğini söyledi.
Gökhan Çapanoğlu, öğrenciye okutup bilgisayarda yazdığını, el yazısı istenen yarışmalar için de öğrenciyle birlikte okuduğunu söyledi.

2. Bölüm
7. Sınıf Rehber Öğretmenliği'nin artı ve eksileri:
Ali Köse: Rehber öğretmenliğini adaylık sürecim sebebiyle başka arkadaşıma teslim etmek zorunda kaldım. Bazı sınıflarda sınıf rehber öğretmenlerden çok ben iletişim kuruyorum velilerle. Fahri rehber öğretmeniyim.
Hakan Teltik: Ben geçen seneler yapmakla birlikte artık tercih etmiyorum. Mükemmeliyetçi olduğum için şikayetleri en aza indirmeye çalışıyorum. Çok fazla ayrıntıcı olduğum için bu sene almak istemedim. Ama sınıf rehber öğretmeni olmasam da bir sorunları olduğunda öğrencilerin, sınıf öğretmenlerinden çok bana geliyorlar. Böyle olunca da fahri sınıf rehber öğretmeni olmuş oluyorum. Evrak işleri bende olmayınca benim için rahat oluyor.
Hamide Turan: Öğrencilerimin isteğiyle sınıf rehber öğretmeni oldum. Evrak işleri dışında bir zorluğu olduğunu düşünmüyorum.
8. Nöbet:
Hakan Teltik: Nöbet istemiyordum ama göreve başladığımdan beri hep tuttum. O yüzden de tecrübe kazandım. İdareciler bana kolaylık sağladı. Zemin katta nöbet tutuyorum. Sıkıntı yaşamadım. Kantin tarafına başka bir öğretmen daha görevlendirildi. Drama eğitimi almıştım. Teneffüs saatlerinde öğrencilerin kendilerine zarar verecek oyunlar oynamaları yerine drama uygulatıyorum çocuklara.
Hamide Turan, idarecilerin isteğiyle zemin katta nöbet tuttuğunu ve kantincilerin ders zilinde satış yapmalarının dışında bir sıkıntı yaşamadığını söyledi.
Hakan Teltik: Nöbet Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde engelli öğretmenlerin isteğine bırakılırken Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde bu maddeye yer verilmemiş. Öğretmen zilinden sonra gelen öğrenci yok yazılmalı. Bir ders bile yok yazılsa öğrenci yarım gün devamsızlık yapmış oluyor. Bu sistem her öğretmen tarafından uygulanmadığı takdirde, öğrenciler tarafından öğretmenine göre muamele ortaya çıkar. Bu nedenle ortak kurum kültürü kazandırılmalı.
9. Sınıf defteri yazma ve yoklama alma:
Ali Köse; Sınıf defteri yazma işini öğrencilerin içinden seçtiğini, zamanla hatalı yazımlar, yanlış kişileri yok yazma durumları ortaya çıktığı için konu kısmını öğrenciye yazdırdığını, Yoklamayı telefona aldığı listelerden yazdırdığını söyledi. Kazanımları yazarken kazanım cepte ve sınıf defteri uygulamalarından yararlandığını da ekledi ve öğretmenlere tavsiye etti.
Gökhan Çapanoğlu, yoklama ve konu yazımı konusunda üst sınıftan bir öğrenciyi çağırıp yazdırdığını söyledi. Üst sınıftaki öğrenciye küçük sınıflara göstermesini söylediğini belirtti ve ekledi: "Kendinize göre oturma düzeni belirlediğinizde öğrencilerin oturdukları yere göre kimin gelip kimin gelmediğini anlayabilirsiniz. Yeni girdiğiniz bir sınıfta öğrencilerin isimleriyle konuşmalarını isteyip öğrencileri tanıyıp o şekilde de yoklama alabilirsiniz." Kazanım yazımında kazanım cepte uygulamasına baktığını, işlediği konudaki kazanım oradakiyle uyuşuyorsa onu yazdığını ancak uyuşmuyorsa kendisi bir kazanım yazdığını söyledi. Türkçe programındaki kazanımları yazmak zorunda olmadığımıza, MEB'in böyle bir zorunluluğu olmadığına değindi.
Hakan Teltik: Sınıf defteri yazmayı bu işi yapabilecek öğrencilere verdiğini söyledi. Kazanım Cepte’yi kullandığını belirtti. Ders saati çok olduğu için bunun çocukların kendi dersimde kendi düzenine geçmesi demek olduğunu, bu durumun öğrenciyi yorabileceğini, karışıklıklara neden olabileceğini düşündüğünü ekledi.
10. whatsapp gruplarındaki yoğun trafik:
Hakan Teltik Resmî yazıların whatsapp gruplarından gönderildikten sonra öğretmenlere imza için de geldiğini, Yazıyı getiren nöbetçi öğrenciye okuttuğunu, whatsapp'tan gönderilen fotoğrafları okuturken fotoğraf tanıyıcı uygulamalar kullandığını söyledi. Bakanlık tarafından DYS'lerin öğretmenlere de verilmesini önerdi. Herkese kendiyle ilgili yazının gideceğini, bunun bizler için çok iyi olacağını belirtti.
Gökhan Çapanoğlu, MEB'in DYS uygulamasını hayata geçireceğini söyledi.
Ali köse, öğretmenlere ve MEB çalışanlarına "meb.gov.tr" uzantılı mail hesabı tanımlanmasının planlandığını belirtti.
Gökhan Çapanoğlu; MEB'in mail adresinin işlevsel olmayacağını, MEB'in sunucusunun bu trafiği kaldırmayacağını düşündüğünü, DYS'den giriş yapılmasının daha doğru olacağını söyledi.
Hakan Teltik, DYS için mobil uygulama olursa işlemlerin daha hızlı yürüyeceğini söyledi. "Mobil uygulamanın yanında bildirim sistemi de olabilir." dedi.

Ali Köse, katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür ederek toplantıyı sonlandırdı.