Engelli Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Öğreniminde Karşılaştığı Güçlükler Hakkında Rapor
Haziran 2016
Yabancı Dil Çalışma Grubu Üyeleri: Aykut Çağrı Turan, Claire Özel, Seben Ayşe Dayı
1. Giriş:
Engelli Üniversite Öğrencileri İnisiyatifi Projesinin ikinci yılının ilk döneminde, yabancı dil çalışma grubu olarak; Türkiye’de öğrenim gören engelli üniversite öğrencilerinin, başta İngilizce olmak üzere, yabancı dil öğrenimlerinin kolaylaştırılması için zemin hazırlamak amacıyla, ülkemizde şu anki engelli üniversite öğrencilerinin yabancı dil öğrenim süreçlerinin durumu öğrenilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda;
• IELTS Sınavları, sınav başvurusu öncesinden sınav sonuçlarının açıklanmasına kadar, engelli adaylar açısından incelenmiş; önce Türkiye’de uzun yıllardır IELTS sınavlarını düzenlemekle yetkili olan British Council (BC) ile daha sonra, Cambridge’deki IELTS ana merkezi ile iletişime geçilmiştir. Tespit edilen eksik ve belirsiz noktaların açıklığa kavuşturulması için çözüm önerilerinde bulunulmuştur.
• Üniversitelerde verilen İngilizce hazırlık eğitimlerinin engelli öğrencilerin erişimine uygunluğu üzerinde durulmuş; Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi örnekleminde, yetkililerden bilgi alınarak bu iki kurumda engelli öğrencilere sağlanan hizmetler karşılaştırılmış ve benzeri yöntemlerin diğer üniversitelerde de sağlanabileceği vurgulanmıştır.
• Üniversitelerin İngilizce Hazırlık bölümlerinde görev yapan İngilizce öğretmenlerinin engelli algıları ve engellilerle ilgili öğretim tecrübeleri; geleceğin İngilizce öğretmenlerinin engelli algıları ve muhtemel engelli öğrencileriyle ilgili fikirlerinin ortaya konması ve yabancı dil öğrenmiş, öğrenmekte olan veya öğrenmeyi denemiş engellilerin öğrenim süreçleriyle ilgili sorunları saptamak konularında üçanket düzenlenmiş ve sonuçları analiz edilmiştir.
2. IELTS (International English Language Testing System)
Uluslararası düzeyde geçerliliği olan ve dünyada birçok ülkede uygulanan sınavlardan birisi olan IELTS’in Görme Engelli öğretmen ve öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir e-posta grubunda gündeme gelmesi, sınava girmeyi düşünen görme engelli adayların sınav başvurusu, sınavın uygulaması ve sınav sonucunun açıklanmasına kadar olan süreçlerhakkında kesin ve net bilgiler edinmeye çalışması ve sınavı Türkiye’de düzenleyen kurumların internet sitelerinde yeterli bilgi kaynağının bulunmaması üzerine; projemiz kapsamında kurulan yabancı dil çalışma grubu tarafından, ülkemizde en çok uygulanan iki İngilizce seviye belirleme sınavından biri olan IELTS’in Engelli adaylar için nasıl uyarlandığı ve uygulandığı araştırılmıştır. Türkiye’deki kurumlardan yeterli bilginin alınamaması üzerine IELTS Cambridge ana merkezi ile yazışmalar yapılmış; bu araştırmadan elde ettiğimiz sonuçların İngilizce raporu kendilerine sunulmuştur. Raporun en dikkat çekici noktaları ise şu şekilde sıralanabilir:
• Sınavın dört bölümünün de farklı ihtiyaçları olan farklı engellere göre nasıl uyarlandığı örneklerle açıklanmaktadır; fakat başvuruda bulunan aday hangi seçeneklere sahip olduğu konusunda daha fazla bilgiye ihtiyaç duymaktadır.
• Daha sınava başvurmadan önce sınav hakkında yapılan araştırmadan itibaren olmak üzere, sınavın uygulanışı ve sınav sonucunun bildirilmesi dâhil engelli adayların sorularını yanıtlayan IELTS merkezleri için doğru/iyi uygulamaların ortaya konması yararlı olacaktır.
• Bilgi almak için müracaat eden çoğu adaylar kısıtlı İngilizce becerisine sahip olduğu için, web sitesindeki tüm metinlerin sade bir İngilizceyle yazılması gerekmektedir.
• Görme engelli adayların sınavlarında yazıcı ile aday arasındaki karşılıklı etkileşimin en uygun hale getirilebilmesi için nelerin yapıldığı, sınava giren engelli adayların ihtiyaçları ve becerileri göz önüne alınarak sınavı uygulayanların eğitim alıp almadığı ve şayet böyle bir eğitim verilmekteyse içeriğinde hangi materyallerin kullanıldığı gibi soruların cevaplandırılması gerekmektedir.
• Engelli bir aday için gerek duyulan uzatılmış sınav süresinin hangi koşullarda ve neye göre hesaplanıp verildiği açıklığa kavuşturulmalıdır.
• Farklı becerileri olan engelli adaylar için daha fazla bilgi bulunmalıdır.
• Öğretmenler için yüksek önem arz eden ve zaten var olan bilgiler, adaylar içinde aynı derecede önemlidir. Dolayısıyla, adaylar içinde yüksek önem arzeden tüm bilgilerin erişilebilir olması sağlanmalıdır. Sınavın farklı bölümleri ve farklı engellerin nasıl uyarlamalar gerektirebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
• Mevcut durumda sınava başvurabilecek engelli adaylara ihtiyaçlarının sağlık raporlarını göndermelerinden sonra karşılanacağı söylenmektedir. Bu da adayların koşulların uygun olup olmadığını öğrenebilmeleri için ilk önce başvuru yapmak zorunda oldukları anlamına gelmektedir. Adaylar daha önce hiç karşılaşmadıkları bir sınav metodu ile test edilmek istemeyebilirler. Bu husus yeniden gözden geçirilmelidir.
• Adaylar yerel test merkezleriyle iletişime geçmek/konuşmak zorundadır; her bir engelli adayın ihtiyaçları farklıdır. Adaylar başvurudan önce bazı bilgilere ulaşabilmeli ya da gerekli bilgileri verebilecek bir yetkiliye müracaat edebilmelidir.
• Sınava başvuru esnasında engelli adayların son iki yıl içinde alınmış bir sağlık raporu ibraz etmeleri gerektiği belirtilmektedir. Ancak; Türkiye’de iki tür rapor verilmektedir; bunların bazılarında bulunan "sürekli" ifadesi, engelin geçici olmadığını belirtmektedir. Dolayısıyla, raporunda "sürekli" ibaresi bulunan bireylerin belirli aralıklarla raporlarını yenilemeleri gerekmemektedir.
3. Ülkemizde bulunan üniversitelerdeki İngilizce hazırlık eğitiminin engelli öğrenciler için erişilebilirlik durumu: Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi örneği:
Ülkemizde yabancı dil ile eğitim veren ve engelli öğrencilerin tercihlerinde bu kriterlere göre ön sıralarda yer alan Boğaziçi ve Koç Üniversiteleri’nde engelli öğrenciler için birtakım düzenlemeler geliştirilmiş ve bunlardan olumlu sonuçlar alındığı görülmüştür. Bu nedenle söz konusu iki üniversitenin engelli öğrencilere sunduğu hizmetler incelenerek; bu düzenlemelerin diğer üniversitelerde uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmıştır:
Boğaziçi Üniversitesi - GETEM (Görme Engelliler Eğitim ve Teknoloji Merkezi) Direktörü Dr. Engin Yılmaz ile yapılan görüşme ve Koç Üniversitesi hazırlık bölümünden bir öğretim görevlisi ile yapılan yazışmalardan çıkan sonuçlar aşağıda ortak bir şekilde sunulacaktır; çünkü iki üniversite de engelli öğrencilerine hemen hemen aynı yaklaşımları göstermektedir.
Boğaziçi Üniversitesi’nde, Öğrencilerin engellilik bilgisi YÖK/ÖSYM tarafından üni-versitelerin engelli birimleriyle paylaşıldığı için, üniversitenin Engelli Birimi, Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanan ve engellilik bilgisi kendileriyle paylaşılan tüm engelli öğrencilere sonuçların açıklanmasından sonra, kendilerini tanıtmak ve neler yaptıklarını anlatmak için ulaşmaktadır. Birimin öğrenciye sunduğu hizmetlerde en başta öğrencinin talebi esastır. Koç Üniversitesi engelli biriminin böyle bir uygulama yapıp yapmadığı hakkında bilgi edinilememiştir. Yalnızca, İngilizce Hazırlık Birimi olarak, kendilerine gelen öğrencilerin eksiklerine ve ihtiyaçlarına göre uygulama ve planlamalar yaptıkları belirtilmiştir. Boğaziçi Üniversitesi’nde, öğrenci görme engelliyse; Braille bilip bilmediği, biliyorsa Braille’i kısaltmalı mı yoksa kısaltmasız mı okuyabildiği, İngilizce Braille kısaltmaları bilip bilmediği, az gören bir kişiyse kaç punto büyüklüğündeki yazıları okuyabildiği gibi durumlar öğrenilmektedir. Yine, Koç Üniversitesi engelli biriminin bu konudaki çalışmaları hakkında bilgi edinilememiştir.
.
3.1. Ders materyallerinin erişilebilirliği:
Her iki üniversitede de Braille yazıcı mevcut ve kullanılmaktadır. Her iki üniversitede de, görme engelli öğrencilere dönemin başında hazırlık kitapları elektronik ortamda sağlanmaktadır; fakat Dr. Engin Yılmaz, Boğaziçi Üniversitesi için bu kitapların henüz istenilen durumda olmadığını belirtmiştir. Hazırlık ders kitapları çok büyük olduğu için Braille basılamamaktadır. Bu nedenle hazırlık kitapları, Boğaziçi Üniversitesi’nde özellikle Community Service (Topluma Hizmet Uygulamaları) dersini alan öğrencilere tek tek yazdırılmaktadır.Boğaziçi Üniversitesi’nde, az görenler için 16 punto hazırlık kitapları bastırılmaktadır.GETEM, derslerde dağıtılan basılı metinleri hafta hafta büyük punto, Braille ve elektronik formatta öğrenciye sağlamaktadır. Koç Üniversitesi’nde hazırlık kitaplarının görme engelli öğrencilerin ihtiyaçlarına göre düzenlendiği; yani, kitapların ve ders materyallerinin elektronik ortamda ve Braille olarak sağlanabildiği bildirilmiştir. Hazırlık ders kitaplarının ya da ders materyallerinin elektronik ortama aktarılamadığı durumlarda, görme engelli öğrenciye asistanlar yardımcı olmaktadır.
3.2 Öğretim elemanlarının tutumu:
GETEM geçtiğimiz dönemin başında, sınıfında engelli öğrenci bulunan tüm öğretmenlerle bir bilgilendirme toplantısı yapmıştır. Toplantıda ve sonrasındaki yakın izleme sürecinde, öğrenciye pozitif ayrımcılık yapılmaması özellikle vurgulanmaktadır. GETEM’in asıl sorumluluğu, var olanı öğrenciye erişilebilir bir şekilde sunmaktır. Öğretmen ve öğrenci dönem boyunca yakından takip edilmektedir. Öğretmenlerden derste işlediği konuyla ilgili notlarını engelli öğrenciyle paylaşması istenmektedir.
3.3. Hazırlık sınıfında öğrenim gören engelli öğrencilerin hakları
Boğaziçi Üniversitesi’nde, her engelli hazırlık öğrencisinin en az iki tane öğrenci asistanı kullanma hakkı bulunmaktadır. Asistanlar, öncelikli olarak İngilizce Öğretmenliği ya da İngiliz Dili Edebiyatı gibi bölümlerden seçilmektedir. Her bir asistan, öğrenciye haftada dört saat hizmet vermektedir. Ayrıca, Boğaziçi Üniversitesi’nin gereksinim bursunu alan öğrenciler de talep ve uygunluk doğrultusunda engelli öğrencilere destek olabilmektedir. Ayrıca, görme engelli öğrencilere nasıl not alabilecekleri ve listening sınavlarının notetaking kısımlarını nasıl yapabileceklerine dair temel bir bilgisayar eğitimi verilmektedir. Koç Üniversitesi’ne şu ana kadar gelen görme engelli öğrencilerin iyi derecede bilgisayar kullanabildikleri fakat bilgisayar kullanmayı bilmeyen bir öğrenci geldiğinde ise, o öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik eğitimler yapılabileceği belirtilmiştir. Hem bilgisayar kullanmasını, hem de Braille alfabeyi bilmeyen görme engelli öğrencilere ilk etapta daha fazla asistan desteği sunulmaktadır. Bilgisayarı yeni öğrenen öğrencilere ekran okuyucu, Office gibi temel programların kurulmasında destek sağlanmaktadır. Dönemin başında görme engelli öğrenciye nereye, nasıl gidileceği konusunda bir oryantasyon programı uygulanmaktadır.
Her iki üniversitede de, fiziksel engelli öğrencilerin dersliklerinin onların ulaşabileceği yerlerde olması sağlanmaya çalışılmaktadır.
3.4. Sınavların erişilebilirliği:
Boğaziçi Üniversitesi’nde hazırlık okuyan görme engelli öğrenciler listening sınavlarının “NoteTaking” kısımlarından muaf değildir. “WhileListening” muafiyeti sürmektedir.
Koç Üniversitesi’nde herhangi bir muafiyet söz konusu değildir. Listening sınavları, görme engelli öğrencilere Braille olarak verilmekte; böylece, hem dinlemeleri hem de Braille çıktılardan takip etmeleri sağlanmaktadır. Listening sınavlarının tamamında ek süre kullandırılmaktadır. Notetaking kısımlarında öğrenciler bilgisayarlarında not alabilmekte fakat cevaplarını yine bir asistan işaretlemektedir.Boğaziçi Üniversitesi’nde, Quarter ve achievement sınavları Braille, büyük puntolu baskı ve elektronik formatta sağlanabilmektedir. Braille’i tercih eden öğrenciler, sınavlarını kendileri okumakta, öğrencinin verdiği cevaplar ise ya bir yazman tarafından yazılmakta ya da öğrencinin kendisi cevaplarını bilgisayar aracılığıyla yazabilmektedir. İşitme engelli öğrenciler listening’ten muaf tutulmaktadır.
3.5. Sınırlılıklar:
Bu karşılaştırmada daha çok görme engelli öğrencilere dair çözümler yer almakta, bilgiye erişimde güçlük çeken bir diğer grup olan işitme engelli öğrencilere dair geliştirilen çözümler hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bunda YÖK’ün aldığı bir kararla, temel ve ortaöğretimde yabancı dil dersinden muaf olan işitme engelli öğrencilerin talep etmeleri halinde üniversitede bu dersi almamasının önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir.
4. Anketler ve Analizleri
En az bir yabancı dil bilmenin gerekliliği günden güne artığı için, tüm öğrenciler ilkokuldan itibaren başta İngilizce olmak üzere, yabancı dil eğitimi de almaktadır. Bu eğitim Üniversitede de devam etmekte ve iki ana unsuru bulunmaktadır; öğretmen ve öğrenci. Bu bölümde, engelli bir bireyin yabancı dil öğrenme sürecinde karşılaştığı sorunlar, öğretmen ve öğrenci bakış açılarıyla ele alınmaktadır. Biz bu çalışmada, yabancı Dil Alt Çalışma Grubu olarak, Türkiye genelinde ulaşabildiğimiz üniversite öğrencileri, İngilizce hazırlık öğretmenleri ve geleceğin İngilizce öğretmen adayları olan İngilizce Öğretmenliği okuyan öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz üç anketin sonuçları üzerinde duracağız.
4.1. Engelli Bireylerin Yabancı Dil Öğrenim Sürecinde karşılaştığı sorunların sap-tanmasına yönelik anket çalışması
Engelli bireyler arasında yabancı dil öğrenimi konusunda engel türlerine göre farklılıklar bulunduğu genellikle dile getirilmekteyse de, bu sorunların tam olarak hangi sebeplerden kaynaklandığı ve çözüm olarak nelerin önerilebileceği hususunda sağlıklı bir çıkarımda bulunabilmek için etraflı bir araştırmaya ihtiyaç vardır. Bundan hareketle, engelli öğrencilerin yabancı dil öğreniminde karşılaştığı güçlükleri ortaya koymayı amaçlayan bir anket oluşturulmuştur. İnternet üzerinde erişime açılan söz konusu anket çalışmasına 48 Engelli birey katılmıştır. Anket katılımcılarının ortalama yaşları 26 olarak bulunmuştur. Bu bireylerin engel türlerine göre dağılımları incelendiğinde; katılımcıların, %60’ı işitme engelli, %37’si görme engelli, %3’ü bedensel engelli, %4’ü disleksili, %2’si ise serebralpalsili olduğunu belirtmiştir.
Ankete katılan engelli bireylerin hangi gerekçelerle yabancı dil öğrendikleri incelendiğinde, ilk amaçlarının %54’lük bir oran ile kişisel olarak yabancı dile ilgi duymaları olduğu görülmektedir. Bu amacı sırasıyla, daha fazla insanla iletişim kurabilmek (%52), daha fazla kaynağa ulaşabilmek (%50), bakış açılarını genişletmek (%43),lisedeki İngilizce dersleri (%39), ortaokuldaki İngilizce dersleri (%35), ilkokuldaki İngilizce dersleri (%33), yurtdışı eğitim programlarına katılmak (%27), üniversitedeki İngilizce dersleri ve yurtdışında yaşamak (%25), daha kolay iş bulmak (%20) ve öğrenim görülen üniversitenin İngilizce eğitim vermesi (%8) takip etmektedir. Diğer seçeneğini işaretleyen %10'luk dilimdeki katılımcıların yabancı dil öğrenme amaçları arasında ise yurtdışı turlarına katılabilmek, yabancı dizi ve filmleri izleyebilmek, meslekte kendisini geliştirebilmek, akademik hayata ilerlemek gibi sebepler yer almaktadır. Katılımcıların bilinçli olarak yabancı dil öğrenmeye başladıkları yaşlar ise 8 ile 30 arasında değişiklik göstermekte olup genel eğilim 12-18 yaş aralığındadır.
Ankete katılan engelli bireylerin %52’sinin yabancı dil öğrenmeyi hiç bırakmamış ya da ara vermemiş olduğu; %14’ünün bıraktığı, %33’ünün ise ara verdiği sonucuna ulaşılmıştır. Yabancı dil öğrenmeyi bırakan ya da ara veren bireylerin genellikle eğitim esnasında karşılaştıkları erişilebilirlik sorunlarının bunda rol oynadığı görülmektedir. Örneğin bir katılımcı "işitme engelli olduğu için İngilizceyi duymadan öğrenmekte, İngilizce dudak okumakta ve konuşmakta zorlandığını", bir başkası ise "yabancı dil derslerinin görme engellilere hitap etmemesi yüzünden ara verdiğini" dile getirmiştir.
Yabancı dil öğrenim sürecinde, engelli bireylerin engellerinden dolayı karşılaştıkları sorunlar incelendiğinde; katılımcıların en fazla kelimelerin yazılışlarını öğrenme (Spelling) ve kelimeleri telaffuz etme (Pronunciation) konularında güçlük yaşadıkları görülmektedir. Katılımcıların %54'ü, bu iki konuda sorunla karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Diğer sorunlar arasında ise; okuma (Reading) (%43), yazma (Writing) (%37), sesli kaynak bulma (%37), görsel öğretim yöntemlerinden kaynaklanan zorluklar (%35), Braille kaynak bulma (%29), mevcut sesli kaynaklara erişim (%27), mevcut Braille kaynaklara erişim (%18), online kaynak bulma (%14), mevcut online kaynaklara erişim (%10) ve öğrenilen dile yönelik işaret dili kaynakları bulma (%8) konuları yer almaktadır.Diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı ise %18 olmuştur. Bu seçeneği işaretleyenlerin en büyük sorununun, açık uçlu sorulara verdikleri cevaplarından yola çıkıldığında, dersin öğretmeniyle sağlıklı bir iletişim kuramamak olduğu söylenebilir. Veriler incelendiğinde; genel olarak görme ve işitme engelli öğrencilerin mevcut materyallerden erişilebilirlik sorunları nedeniyle sağlıklı bir şekilde yararlanamadıkları görülmektedir. Bu tespit, görme engelli öğrencilerin görsel ağırlıklı, işitme engelli öğrencilerin de duymaya dayalı kaynaklar nedeniyle güçlük çektiklerini dile getirme oranlarından rahatlıkla anlaşılabilmektedir.
Ankete katılan engelli bireylerin yabancı dil öğrenirken geliştirdikleri ya da faydalandıkları yöntemlere dair verilere bakıldığında; en fazla %50 oranla kısa hikâyeler okumak yönteminin kullanıldığı görülmektedir. Daha sonra bilgisayara not almak (%45), film/dizi izlemek (%43,) ilgi duyulan konuları öğrenilen dilde araştırmak (%39), arkadaşlardan yardım alarak çalışmak (%37), kısa hikâyeler dinlemek (%29), bilgisayarla yazma alıştırmaları yapmak (%29), Braille not almak (%25), çeşitli hafıza tekniklerinden faydalanmak (çağrışım vb.) (%25), ses kaydı yapmak (%23), Braille yazma alıştırmaları yapmak (%20), radyo dinlemek (%20), ses kayıtlarından notlar çıkarmak (%16) ve video kaydı yapmak (%12) gibi yöntemler sıralanmaktadır. Birden fazla seçeneğin işaretlenebildiği bu soruya verilen cevaplardan, her bireyin kendisine hitap eden yöntem ya da yöntemleri kullanarak dil becerilerini geliştirmeye çabaladıkları anlaşılmaktadır.
Anket katılımcıları, yabancı dil öğrenim süreçlerinde, öğrendikleri dili etkin olarak en çok, %41 oranla o dilde kitap, dergi, gazete vb. okuyarak kullandıklarını belirtmiştir. Bunun ardından, %35’lik oran ile öğrenilen yabancı dili konuşan insanlarla internet üzerinden yazışmak; %29 ile yalnızca verilen ödevleri yapmak; %25 ile öğrenilen yabancı dilde yazılar yazmak (günlük tutmak, hikaye yazmak vb.); %23 ile öğrenilen yabancı dili konuşan insanlarla birebir konuşmak; %19 ile öğrenilen yabancı dili konuşan insanlarla internet üzerinden konuşmak gibi teknikler gelmektedir. Bu anket verilerinden yola çıkılarak engelli bireylerin yabancı dil öğreniminde karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri şu şekilde sıralanmıştır:
• Öğretmenler, engelli bireylere, engel türlerine göre nasıl eğitim verebilecekleri ve öğretim metotlarını nasıl uyarlayabilecekleri konusunda eğitilmelidir.
• İşitme engelliler için yabancı dil derslerinin aşırı sözel işlenmesi sorun teşkil ederken, görme engelliler için ise, aşırı görsel materyal kullanımı problem oluşturmaktadır. Bu nedenle engelli öğrencilerin bulunduğu sınıflarda kişinin bireysel farklılıkları ve ihtiyaç duyduğu alanlar gözetilerek düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
• İşitme engelli bireyler arasında yabancı dil öğrenirken dudak okuma yönteminin kul-lanılmasında zorluk yaşanmaktadır. İşitme engelli öğrenciler için İngilizce kelimelerin yazılışlarının yanında telaffuzlarının yazılması alternatif bir çözüm olabilir.
• Yabancı dil eğitimi, bireylerin kişisel ilgi alanlarıyla kombine edilirse, dil öğrenimi de kolaylaşacaktır.
4.2. Üniversitelerin İngilizce hazırlık bölümlerinde eğitim veren öğretmenlerin engelli algıları ve engellilerle ilgili eğitim tecrübeleri hakkında anket çalışması:
Bu anketin amacı hazırlık sınıflarında görev yapan öğretim elemanlarının engellilik algılarını ortaya koymak olarak belirlenmiştir. Anket kapsamında 66 İngilizce öğretmeninin cevapları değerlendirmeye alınmış; bu öğretmenlerin ortalama meslekte görev yapma süreleri 18 yıl olarak bulunmuştur. Bu öğretmenlerin 15’i rol model gördükleri bir kişi sayesinde, 10’u sevdiği ve bu mesleği yapmak istediği için; geri kalanları ise, “üniversite sınavı puanlarının yetmesi” ve “mecburiyetten” İngilizce öğretmeni olmayı seçtiklerini belirtmişlerdir.
Ankete katılan öğretmenlerin %57’si engelli bir öğrencisinin olduğu cevabını verirken, bu öğrencilerin engel türlerine göre dağılımı incelendiğinde, %52’si bedensel engelli, %33’ü görme engelli, % 19’u disleksili, % 14’ü zihinsel engelli ve % 14’ü işitme engelli olduğu görülmüştür. Katılımcılar bu alanda birden fazla seçenek işaretleyebilmişlerdir.
Engelli öğrencilere eğitim veren İngilizce öğretmenlerinin % 59’u öğrencilerinin eğitim sürecinde bir problem yaşamazken, % 30’u bir ya da birden fazla sorunla karşılaştığını ifade etmiştir. Öte yandan, ankete katılan öğretmenlerin yalnızca %28'i üniversitelerinde bir engelli öğrenci birimi olduğunu, %72'si böyle bir birimin varlığından haberdar olmadığını belirtmiştir. Engelli öğrenci birimlerinin öğrencileriyle olan sorunlarını çözme konusunda kendilerine yardımcı olduğunu belirten katılımcıların oranı ise %15 olarak bulunmuştur. Anket katılımcısı öğretmenlerin engelli öğrencileriyle olan ilişkileri hakkında şu geribildirimlerde bulunmuştur:
• Engelli öğrenciye sahip olan öğretmenlerin 5’i öğrencisinin korkuları nedeniyle onlarla iletişime geçememiştir.
• Öğretmenlerin çoğu öğrencileri ile sorunlarını, ders ve sınavlarda verdikleri ek süre yöntemiyle çözdüğünü belirtmiştir.
• Öğretmenlerin yaklaşık % 80’i öğrencilerine bir engelleri yokmuş gibi; yani, herhangi bir öğrenci gibi davrandıklarında, sorunun ortadan kalktığı cevabını vermiştir.
Bu anketin sonuçları incelendiğinde aşağıdaki çözüm önerilerinde bulunulabilir:
• Üniversitelerin engelli öğrenci birimleri, akademik personele kendisini tanıtmalı, onlarla öğrencinin sorununu çözme noktasında güçlü bir işbirliği kurmalıdır.
• Akademik personel, öğretmen ve engelli öğrenci arasında istişarelerde bulunularak dönem boyunca izlenmesi gereken yöntemler belirlenmelidir.
• Akademik personellerin engellilik hakkında daha fazla farkındalık sahibi olmaları ge-rekmektedir.
• Yabancı dil öğrenmenin bir engelli öğrenci için imkânsız olmadığı ve yalnızca kişinin bireysel farklılığına göre bazı yöntemlerin geliştirilmesi gerektiği bakış açısıyla hareket edilmeli, bu konuda diğer üniversitelerle temasa geçilmeli ve uluslararası alandaki iyi uygulamalar araştırılarak uyarlanmalıdır.
4.3. İngilizce öğretmen adaylarının engelli algısı hakkında anket çalışması
Bu anket, daha çok Engelli öğrenciye ders vermiş İngilizce öğretmen adaylarının ilgisini çekmiştir. Dolayısıyla, sonuçlar asimetrik bir dağılım göstermektedir.7 sorudan oluşan bu ankete 416 yabancı dil öğretmen adayından yanıt alınmıştır.
Anketi yanıtlayan katılımcıların hiçbiri, “Sınıfınızda engelli bir öğrenci olursa nereden destek alabileceğiniz hakkında bilginiz var mı?” sorusuna, “Gerekli bulmuyorum” yanıtını vermemiştir. Diğer bir değişle, aslında yanıtlayanların tamamı konuyu önemsemektedir.
Ankette yer alan “Bölümünüzde engelli bir bireyle çalışma konusunda eğitim veriliyor mu?” sorusuna verilen cevaplar çelişkili bulunmuştur. Şöyle ki; örneğin, ODTÜ’de eğitim alan 33 4. Sınıf öğrencisinden bir kişi “zorunlu ders” seçeneğini, bir diğeri “staj” seçeneğini, 8’i “bir dersin bir bölümünde işleniyor” seçeneğini ve 23’ü “hiçbir şey yok” seçeneğini işaretlemiştir. “Seçmeli ders” ve “kağıt üstünde var” seçeneklerini işaretleyen katılımcı ise bulunmamaktadır. Yine ODTÜ’de okuyan 39 3. Sınıf öğrencisinden bir kişi “zorunlu ders”, bir kişi kağıt üstünde”, 3’ü “seçmeli ders”, 3’ü “staj”, 8’i “bir dersin bir bölümünde işleniyor” ve 22’si “hiç bir şey yok” seçeneğini işaretlemiştir. Kısacası, öğretmen adaylarının bu konuda net bir bilgiye sahip olmadığı görülmüştür.
Anketi yanıtlayanların %60’ı sınıflarında engelli bir öğrenci olursa, nereden destek alabileceği hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğunu, %21’i konuyu ilk defa düşündüğünü, sadece %18’i yeterli bilgiye sahip olduğunu belirtmiştir. Yeterli bilgiye sahip olma açısından sınıflara göre dağılım ise şu şekildedir: 4. Sınıf %29, 3. Ve 2. Sınıf %13 Ve 1. Sınıf %10. Lisansüstü öğrencilerinin %16’sının yeterli bilgiye sahip olduklarını belirtmeleri dikkati çekmektedir.
Ankette yer alan bir başka soru ise öğretmenlerin engelli bir öğrenciye ders verme ko-nusundaki tutumuna yöneliktir. “Kendinizi engelli bir öğrenciye İngilizce öğretmek konusunda hazır hissediyor musunuz?” sorusuna sadece %4,5 oranında “Evet,hazır hissediyorum” cevabı alınmıştır. Tecrübeli öğretmenlerin görüşlerine ihtiyaç duyanlar %62, kendisini psikolojik açıdan hazır hissetmeyenler ise %37'lik bir dilimi oluşturmuştur.
Anketi yanıtlayan 416 kişiden daha önce engelli bir bireyle bir tecrübesinin olduğunu belirtenlerin oranı %31 (132 kişi)olarak ortaya çıkmaktadır. Sınıf dağılımı incelendiğinde ise; 1. Sınıf %31, 2. Sınıf %33, 3. Sınıf %20, 4. Sınıf %29 ve lisansüstü %58’dir.
Anket sonucunda şu tespitlerde bulunulmuştur:
• Ankete katılan tüm öğretmen adayları engellilik konusunun öneminin farkındadır.
• Öğretmen adaylarının formasyon eğitimleri sırasında engellilik konusunda hem bilgi-lendirilmeye hem de tecrübe edinmeye ihtiyacı vardır.
• Engellilik konusunda verilen mevcut eğitimler yetersiz kalmaktadır.
5. Elde edilen veriler ışığında çözüm önerileri
• Engelli bireylerin yabancı dil öğrenimi konusunda; hem yeni yöntemler geliştirilmesine, hem de erişilebilir kaynakların arttırılmasına gereksinim vardır.
• Öğretmen adaylarının formasyon eğitimlerinde, engellilik konusunda farkındalığı arttırıcı ve eğitici/öğretici verimli uygulamalar geliştirilmelidir.
• Kendilerini psikolojik açıdan hazır hissetmeyen öğretmenler farklı yöntemlerle desteklenebilir.
• Öğretmen adaylarına bölümden mezun olmadan tecrübe kazandırılırsa, daha ince ayrıntıları hesaba katabilir. Böylece, mesleğe başlamadan önce daha duyarlı ama daha az duygusal bir algı geliştirebilir.
• Engelli bireylerin bu tür süreçlerde aktif rol oynaması önem arz etmektedir.