Derneğimiz Eğitim Komisyonu üyesi Şeyma Büyükurvay, kaynaştırma sistemiyle ilgili mevcut durumu ve yapılması gerekenleri yazdı.
Şeyma Büyükurvay
seymaurvay@gmail.com
1. GİRİŞ
Bu rapor, kaynaştırma eğitimi uygulamaları hakkındaki görme engelli öğrencilere yönelik aksaklıkların izlenimine dair hazırlanmıştır. Kaynaştırma uygulamaları genel olarak engelli öğrencilerin akranları, öğretmenleri ve diğer personelle ilişkisi ve eğitsel konular çerçevesinde eğitim kademelerine göre değerlendirilmiştir. Özel Eğitim Hizmetlerine göre, engelli öğrencilerin en az sınırlandırılmış alanda ve sosyal, psikolojik ve fiziksel anlamda uygun bir ortamda eğitim görmesi gerekir. Eğitim ortamının en az sınırlandırılmış ve sosyal, psikolojik ve fiziksel açıdan uygun olması, sadece engelli öğrenciler için değil; engelli olmayan öğrenciler için de gerekli bir ön koşuldur.
1.1 Okul Öncesi Eğitimde Kaynaştırma Uygulamaları
Okul öncesi eğitimdeki genel hedefler; kağıt üzerine çizilmiş geometrik şekilleri çizme ve kesme, yapbozları anlamlı şekilde birleştirme, temel düzeyde okuma ve yazmaya hazırlık, sayı sayma, yaşadığı yeri söyleme, zaman ifadelerini (dün, bugün, yarın gibi…) ve dili kullanma, ders araç gereçlerini düzenli kullanma, sınıf içindeki kurallı oyunlara katılma, kendini ifade etme gibi düşünülebilir. Görme engelli öğrenciler; herhangi bir uyarlama yapılmadığında geometrik bir şekil çizme ve kesme, görselleri birleştirme formatındaki yapboz yapma, latin alfabesi ile okuma ve yazmaya hazırlık konularında zorluk yaşayabilir.
Görsel etkinliklerde, görme engelli öğrenci herhangi bir uyarlama yapılmadığından başarısız olduğunda, diğer öğrencilerin alay konusu olabilmektedir. Grup oyunlarına pasif katılım ve serbest oyunlarda yalnız kalma durumları gözlenebilir Görme engelli öğrenci ile diğer öğrencilerin ilişkileri yardım üzerinden gelişebilir, bu durum engelli öğrenci açısından yalnızlığı artırıcı bir faktördür. Öğretmenin görme engelli öğrenciye bazı durumlardaki özel ilgisi, diğer öğrenciler tarafından hoş karşılanmayabilir. Bu gibi durumlar görme engelli öğrencilerin, sınıf etkinliklerine aktif katılılımı engellemektedir. Bu da arkadaşlık kuramama, okula gelmek istememe, kendine güvensizlik, engelini kabul etmede zorluk durumlarına yol açarak öğrencilerin tüm eğitim hayatı üzerinde etkili olmaktadır..
Öneriler:
İhtimal dahilindeki sorunların çözümü için ilk gereklilik, öğretmenin engelliliğe bakışının doğru olması ve görme engellileri tanımasıdır.
Görme engelli insanların yaşantıları konusunda bilgi sahibi olmayan öğretmenler, mevcut algı ve önyargılarını diğer öğrencilere de yansıtmaktadır. Örneğin görme engelli öğrencilerin, görme engellilere yönelik okullarda okuması gerektiğine inanan ve görme engelli öğrenci için yapabileceği bir şey olmadığını düşünen öğretmen; görme engelli öğrenciyi sınıf içi etkinliklere tam anlamıyla dahil edemeyecek ve pek çok kazanımdan muaf etme yoluna gidecektir. Bununla birlikte bazı velilerde sınıfta görme engelli bir öğrencinin olmasını; öğretmenin kendi çocuklarıyla daha az ilgileneceği gerekçesiyle istemeyebilir. Diğer öğrenciler de bunlardan etkilenerek, görme engelli öğrencinin kendileri gibi olmadığı yanılgısına kapılıp dışlayacaklardır.
Engelli olmayan öğrenciler, öğretmen veya velilere görme engelli öğrenci hakkında sorular sorabilir. Bu sorular genellikle cevapsız kalır, veliler ve öğretmen böyle sorulardan dolayı öğrencileri uyarır. Öğrenciler böylelikle engelliliğin konuşulmaması ve mümkünse göz ardı edilmesi sonucuna ulaşabilir. Bu da öğrenciler arası iletişimi aksatır. Kendisine yansıtılan engellilik algısı nedeniyle yetersizlik duygusu yaşayan görme engelli öğrencinin kişisel gelişimi de olumsuz etkilenir.
Bu durumlarda öğretmenin rolü çok büyüktür. Öncelikle sınıfta görme engelli bir öğrenci istemeyen velilere, öğrencinin sınıftan gönderilmesinin mümkün olmadığı, bu öğrencinin dersleri yavaşlatmayacağı, sınıfta farklı öğrencilerin olmasının tüm öğrenciler için geliştirici olduğu ve eğitim hakkının herkes için olduğunu anlatmalıdır. Görme engelli öğrenci ve velisiyle görüşüp sınıfta onun için neler yapılması gerektiğini belirleyebilmek için, öğrencinin görme durumu ve bağımsız hareket konusunda hangi noktalarda yeterli olduğu ve hangi noktalarda geliştirilmesi gerektiğini öğrenmeli. Tüm öğrencilere sınıftaki eşyaların ve bölümlerin yerleri ve ne zaman kullanılacağını öğretirken görme engelli öğrencinin bu yerlere dokunarak öğrenmesini sağlamalı, bununla birlikte diğer öğrencilerin de dokunmasına izin vermeli. Görme engelli öğrenci de sınıftayken, öğrencilere farklılıklar hakkında bilgi vermeli. Farklılıklar konusu içerisinde, sınıftaki öğrencilerin pek çok konuda farklı olduğunu anlatmalı. Görme engelli öğrencinin kullandığı bir araç varsa (masa lambası, beyaz baston gibi…) öğrencilere ne işe yaradığı öğretmen ya da öğrenci tarafından anlatılmalı. Eğer öğrenci tarafından anlatılırsa, herkesin o sırada yanında bulunan bir eşyasını anlatması şeklinde oyunlaştırılabilir.
Okul öncesi öğrencilerin programlarında yer alan bazı hedefler, mevcut halleriyle görme gerektirir. Bu hedefler az gören öğrenciler için; yeterli ışıklandırma, çizim ve kesimi yapılacak şekillerin uygun büyüklük ve kalınlıkta hazırlanması, boyama etkinliği için seçilen resmin büyük puntolu şekilde temin edilmesi, sadece görselleri birleştirme formatında olmayan veya görsellerin büyük olduğu yapbozların temin edilmesi şeklinde uyarlanabilir. Hiç görmeyen öğrencilere çizim yapma öğretimi için, önce öğrencinin 3 boyutlu cisimler üzerinden şekilleri tanıması sağlanır. Sonra bir model etrafından çizerek yeterince pratik yapıldıktan sonra boş bir kağıt üzerine çizme çalışmaları yapılır. Görselleri birleştirme formatındaki yapbozlar yerine, dokunarak birleştirilen yapbozlar temin edilir.
Bütün bu yeterlilikler için, Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan hizmet içi eğitimler önemli katkı sağlayacaktır. Önce görme engelli öğrencinin sınıfına gelmesini istemeyen kaygılı öğretmen, daha sonra o öğrencisine nasıl faydalı olacağını bilmemenin getirdiği bir çağresizliğe kapılır. Daha öncesinde eğitim almış bir öğretmen, daha sistemli ve kendine güvenerek görevini yerine getirebilir.
1.2 İlkokulda Kaynaştırma Uygulamaları
İlkokulun genel hedefleri; temel okuma yazma becerilerini edinme, dört işlemi öğrenme ve problem çözme, doğayı ve toplumu tanıma, temel değerleri edinme ve kişisel özelliklerin ve kişiler arası farklılıkların bilincinde olma ve ortaokul için gerekli temeli alma şeklinde özetlenebilir. İlkokul; öğrenciler okul öncesi eğitim almış da olsa, kişiler arası ilişki stillerinin şekillendiği, sorumluluk bilincinin kazanıldığı ve beklentiler ve sorumlulukların da artması nedeniyle kaygının arttığı bir dönemdir. Öğrenciler arkadaşlık kavramını bu dönemde daha iyi anlayabilir. Çünkü aynı arkadaşlarıyla daha uzun süre okumaktadırlar. Bunun yanında, öğrenciler artık daha az öğretmen gözetiminde oldukları için akran zorbalığı yaşanır. Akran zorbalığı; kendini güçlü hisseden çocuğun, güçsüz gördüğü bir akranına saldırmasıdır. Zorba fiziksel ya da psikolojik olabilir.
Öğrencilerin okulu sevmesi için, sınıf arkadaşları ve öğretmenleriyle iyi ilişkiler geliştirmesi, derslere ve sınıf içi etkinliklere aktif katılması gerekir. Görme engelli öğrenciler, özellikle az gören öğrenciler, bu kademede özel eğitim okullarında eğitim almaktadır. Çünkü tam zamanlı kaynaştırma eğitimi ile kabartma yazı öğretimi için nitelikli öğretmen yoktur. Az gören öğrenciler ise, engellerinden ve diğer öğrencilerden farklı olarak kullandıkları araç gereçler (büyüteç gibi…) bundan utanmakta; Sınıf dışındaki oyunlara, örneğin bahçede top oynama, katılmaktan kaçınmaktadırlar. Okul Öncesi Eğitimde Kaynaştırma Uygulamaları başlığındaki Öneriler kısmında da değinildiği gibi; engelli olmayan öğrencilerin, engellilik konusunda optimum düzeyde farkındalık kazanması sağlanmalıdır.
Her öğrenci için gerekli olan, kendi işlerini kendi yapma becerisi ve bilinci, korumacı aile yapısı nedeniyle, oldukça geç kazanılmakta ve bazen kazanılamayıp olumsuz getirileri uzun yıllar yaşanmaktadır. Okullarda bu bağlamda yapılan çalışmalar oldukça azdır. Okula başlayana kadar her işi başkaları tarafından yapılan çocuklar, okula başlayınca bocalayabilir. Bu durum engelinden dolayı daha fazla korumaya maruz kalan görme engelli çocuklarda daha net görülür. Ödev yapmak istememe, okula gitmek istememe bu durumun sonuçlarından olabilir.
Akran zorbalığı, okullarda sık rastlanan ve hem zorbalık gösteren hem de mağdur öğrenci tarafından gizlendiği için, sanıldığından daha sık yaşanan bir sorundur. Görme engelli öğrenci, sosyal ve fiziksel yönden zayıf görüldüğü için zorbaya maruz kalabilir. Böyle bir durum tespit edildiğinde, her öğrenci için geçerli olarak, genellikle gereken önem verilmez. Çocukların barıştırılması veya mağdur kişi engelli öğrenciyse; “Senin ona yardım etmen gerekir.” Telkinleriyle geçiştirilir. Zorbalık konusunda, öğrenci ve velilere yönelik psikoeğitsel rehberlik çalışmaları da yetersizdir. Bununla birlikte öğrencilere yönelik zorbalık hakkındaki grup rehberliği etkinlikleri ve sunumlar, genellikle görsel içerikli olup herhangi bir uyarlamaya gidilmez. Bu da görme engelli öğrencinin, okul psikolojik danışmanına (rehber öğretmen), güvenip gerektiğinde kendini açması önünde bir engeldir.
Eğitsel konularda rastlanan sorunlarsa az gören öğrenciler için, latin alfabesiyle okuma ve yazma yaparken diğer öğrencilere göre yavaş olma, düzenli defter tutamama, yazdıklarını okuyamama, yavaş okuyup yazmaktan dolayı yazılı sınavlarını zamanında tamamlayamama, tahtaya yazılanları okumakta zorlanma / okuyamama, beden eğitimi ve görsel sanatlar derslerine aktif katılamama şeklinde özetlenebilir. Hiç görmeyen öğrenciler içinse; tahtada yazanları görememe, yazılı sınavları için kendisine gören bir öğretmenin eşlik etmesi nedeniyle, diğer öğrencilerden daha geç değerlendirilme ve hatta sınavlarının başka bir öğrenci tarafından okunması, sınav okuyan kişinin uygun okuma yapamaması şeklinde özetlenebilir. Ders içinde dağıtılan çalışma kağıtları, hem az gören hem de hiç görmeyen öğrenciler için erişilebilir değildir ve bu da dersin erimliliğini düşürür. Bütün bu aksaklıkların muhtemel sonucu, hem akademik hem de psikolojik ve sosyal açılardan başarısızlıktır. Bu konularda yapılacak uygulamalar hakkında veli öğretmenler yeterince bilgi sahibi değildir. Velilere ve öğrencilere yönelik bireyselleştirilmiş eğitim planı dahilinde neler talep edileceğine yönelik bilgilendirme hizmetleri yetersizdir.
Öneriler:
Engelli ve engelli olmayan öğrencilerin kaynaşması ve birbirlerini tanıması için birliktelik, iletişim ve karşılıklı yardımlaşmayı artıracak grup rehberliği etkinlikleri yapılabilir. Bunun için okul psikolojik danışmanından (rehber öğretmen) destek alınmalıdır. Bu etkinlikler ve diğer sınıf içi etkinlikler sürecinde sorun yaşayan görme engelli öğrenci ile birebir görüşülmeli ve gerekirse rehberlik servisine yönlendirilmelidir.
Bağımsız hareket becerisi, görme engelli bir bireyin hayatını yönlendiren en önemli unsurlardandır. Her beceride olduğu gibi, bağımsız hareket becerisi de mümkün olan en küçük yaşta kazanılmalıdır. Bunun için görme engelli öğrenciye, okulun ilk haftalarında sınıf ve okul detaylıca tanıtılmalıdır. Bu tanıtım, engelli olmayan öğrencilerle eş zamanlı ve öğrencilerin farklı ihtiyaçlarına yönelik olmalıdır. Bunlara rağmen bağımsız hareket etme konusunda sorun yaşayan görme engelli öğrenci ile bire bir görüşülmeli ve gerekirse rehberlik servisine yönlendirilmelidir. Görme engelli öğrenciler için teknoloji kullanımı hayatın her alanında çok önemlidir. Bu nedenle öğrencilerin küçük yaştan itibaren, bilgisayar ve mobil cihazlarla tanışması, onları erişilebilir formatta kullanmaya başlaması gerekir. Sınıf öğretmeni ve okul psikolojik danışmanı (rehber öğretmen), bu konuda bilgilendirme hizmeti vermelidir.
Akran zorbalığı durumunda, sınıf öğretmeni, okul psikolojik danışmanının (rehber öğretmen) işbirliğiyle, hem zorbalık yapan hem de mağdur öğrenci ve velisiyle görüşmeli.
Görme engelli öğrencilerin eğitsel konularda yaşadığı zorluklar, bazı uyarlamalarla giderilebilir özelliktedir. Öncelikle Okul Öncesi Eğitimde Kaynaştırma Uygulamaları başlığında ele alınan görsel içerikli etkinliklerde yaşanan sorunlar ve çözümleri, gelişim düzeyinden kaynaklı farklar dışında aynıdır. Okuma ve yazma konusundaki zorlukların çözümüyse, öğrenciye uygun araç gereçlerin veya büyük puntolu kaynakların teminiyle mümkündür. Öğrenci kullandığı araç gereçlere veya büyük puntolu kaynaklara rağmen zorlanıyorsa, öğrenci ve velisiyle görüşerek yeni bir tanılama ve kabartma kaynakların kullanılması üzerinde durulur. Tahtayı yeterince görememeden kaynaklanan zorluk, öğrencinin en öne oturması veya öğretmenin tahtaya yazdıklarını veya sunuda yazanları sesli okumasıyla giderilebilir. Ders içinde dağıtılan çalışma kağıtları önceden belirlenmeli, büyük puntolu veya kabartma yazılı olarak da temin edilmelidir. Beden eğitimi dersinde yaşanan zorluklarsa; görme engelli öğrencinin ortamı yeterince tanıması ve bazı etkinliklerde bir öğrencinin eşliğinde hareket etmesi ile aşılabilir. Ancak bu noktada önemli olan, öğrencinin etkinliklere mümkün olduğunca bağımsız katılımını sağlamaktır.
Bilindiği kadarıyla 1. Sınıfta kaynaştırma eğitimi alan bir öğrenci yok; ancak olması durumunda kabartma yazı öğrenmesi, destek eğitim odasında sağlanabilir. Bu kademede yazılı sınavlar yapılmaya başlandığından itibaren, görme engelli öğrencinin diğer öğrencilrle birlikte sınava alınması, sınava eşlik eden öğretmenin uygun okuma ve işaretleme / yazma yapabilmesi için, görme engelli kütüphanelerinin tecrübelerinden yararlanılabilir. Görme engelli öğrencinin sınavını kabartma yazı olarak alma hakkı da vardır. Ancak mevcut uygulamada, öğrencinin sınav kağıdını sınavdan hemen sonra öğretmenine okuması gerekmektedir. Ve öğrencinin değerlendirilmesi de bu sırada yapılmaktadır. Değerlendirmenin, tamamen bir öğretmen tarafından ve diğer öğrencilerle eş zamanlı yapılması gerekir. Bunun için okuldaki kabartma yazı bilen bir öğretmenden, yoksa il / ilçe milli eğitim müdürlüğünün bu konuda görevlendireceği bir öğretmenden destek alınabilir
Okul psikolojik danışmanı (rehber öğretmen); psikolojik danışma, grup rehberliği etkinlikleri ve sunumlarda her öğrenciye ulaşmanın gereğini yerine getirmeli. Destek eğitim ve diğer engelli öğrenci hakları konusunda öğrencileri, sınıf öğretmenlerini ve velileri bilgilendirmelidir.
Görme engelli öğrencilere yönelik en az sınırlandırılmış eğitimin önündeki engellerden biri, öğretmenlerin kabartma yazı bilmemesidir. Bu ve bu başlık altında değinilen öğretmen ve okul psikolojik danışmanının yetersizliklerinden kaynaklanan sorunlar, hizmet içi eğitimlerle belli ölçüde giderilebilir.
1.3 Ortaokulda Kaynaştırma Uygulamaları
Bilişsel gelişim açısından somut işlem döneminden soyut işlem dönemine geçen öğrencilere yönelik genel hedefler, ilkokulda edinilen bilgi ve becerileri geliştirip ortaöğretim için temel hazırlamaktır. Bu bağlamda ders içerikleri daha karmaşık ve yoğun olup yazılı değerlendirmeler ve merkezi sınav/lar daha fazla önem kazanır.
Bu dönemde görme engelli öğrenci; görme engelliler okulundan kaynaştırma eğitimi alabileceği bir okula geçebillir. Görme engelli öğrenci yeni okuluna ilişkin kaygı içinde olabilmektedir. Bu kaygı eğitsel konulara ve arkadaşlık ilişkilerine yöneliktir. Kaygılı öğrenci bağımsız hareket, okula ve derslere uyum ve akranlarıyla arkadaşlık ilişkisi kurma konularında zorluk yaşar. Ancak bu yönde genellikle bir çalışma yapılmaz.
Daha önce görme engelliler için bağımsız hareket becerisi ve teknolojiye yeterli düzeyde hakim olmanın önemi vurgulanmıştı. Ancak maalesef bu kademedeki görme engelli öğrenciler, bu konularda genellikle yetersizdir ve sınıf rehber öğretmenlerinin ve okul psikolojik danışmanının herhangi bir çalışması yoktur.
İlkokulda Kaynaştırma Uygulamaları başlığında bahsedilen eğitsel konulardaki zorluklar, gelişim düzeyindeki farklar dışında aynıdır. Bunlara ek olarak her derse giren öğretmen farklıdır. Bu farklılık tüm öğrenciler için bir geçiş sürecidir. Görme engelli öğrencilerin bu sürece uyum sağlayabilmeleri için, gerekli düzenleme ve uyarlamanın yapılması konusundaki bilinç düzeyi genellikle düşüktür. Özellikle 7 ve 8. Sınıf öğrencilerine yönelik mesleki ve eğitsel rehberlik hizmetleri yürütülmektedir. Öğrenciler verimli ders çalışma yöntemleri, bir üst eğitim kademesi, mevcut merkezi sistem gibi konularda bilgilendirilmektedir. Ancak okul psikolojik danışmanı sunumlarında görme engelli öğrencinin, farklı olarak ne yapması gerektiği konusunu eklemez. Aynı sisteme görme engelli öğrenciler de dahildir, ancak çalışırken kullanılan araç gereçler ve okuyucu ve işaretleyici talebi gibi noktalarda farklılıklar söz konusudur.
Ders içeriklerinin genişlemesi nedeniyle şekil, grafik, tablo ve resim içeren konular artmaktadır. Ders esnasında bu durum öğretmen tarafından genellikle göz ardı edilmekte ve görme engelli öğrenci görebildiği kadarı ve edinebildiği sözel bilgiler dışında derslere hakim olamamakta ve bağlantılı konular açısından büyük bir öğrenme boşluğu oluşmaktadır. Görsel içerikli konular dışında, özellikle matematik dersinde, bir problemle ilgili tahtaya yazılan işlemlerin sesli olarak okunmasına rağmen, görme engelli öğrenci problemi ve çözümünü zihninde oturtamamaktadır. Bundan dolayı öğretmenler hiç görmeyen öğrencileri; şekil, grafik, tablo, resim ve karmaşık ifade içeren sorulardan muaf tutmaktadır.
Öneriler:
Öğrencinin kaygılı olması, onun hem akademik hem de sosyal anlamda başarısız olmasına neden olur. Kaygı belirsizlikten doğar. Bu nedenle sınıf rehber öğretmeni ve okul psikolojik danışmanı (rehber öğretmen), Daha önce üzerinde durulan oryantasyon çalışmalarına ek olarak öğrenciyi hakları konusunda bilgilendirmelidir. Ancak öğrencinin içe kapanık olduğu ve özgüven eksikliği yaşadığı gözlenirse; okul psikolojik danışmanıyla görüşmesi gerekir. Bununla birlikte öğrencinin bağımsız hareket becerilerini kazanması desteklenmeli, teknolojiyi kullanmasının önemi anlatılmalıdır.
Görme engelli öğrencinin hakları doğrultusunda yapılması gereken uyarlamalar hakkında, dersine giren tüm öğretmenlerin bilgi sahibi olması gerekir. Yani bir öğretmen tahtayı seslendirmesi gerektiğini, ders konusu dahilindeki görsel içerikleri betimlemesi gerektiğini, karmaşık ifade içeren soruları betimlemesi gerektiğini, hiç görmeyen öğrenciyi sınav yaparken görsel içerikli sorular yerine, onlarla eşdeğer sorular sorması gerektiğini bilmelidir. Öğrencinin ihtiyacı bağlamında destek eğitim alması sağlanmalıdır. Öğretmenlerin bu konulardaki yeterlilikleri, hizmet içi eğitimlerle artırılmaya çalışılmalıdır.
Rehberlik hizmetlerinin erişilebilirliği sağlanmalıdır. Yapılan sunumlarda, görme engelli öğrenci için, betimleme ve sunum yapan kişi konuşması dışında, sunuda yazanları okumalıdır. Konu tekrarı ve test çözme konularından, kitap okumaktan bahsederken, görme engelli kütüphanelerine de değinmeli; görme engelliöğrencinin bu konuda daha fazla bilgilenmeye ihtiyacı varsa, bire bir de gö rüşülmelidir.
1.4 Ortaöğretimde Kaynaştırma Uygulamaları
Ortaöğretim gelişimsel açıdan kritik bir döneme rastlamaktadır. Ergenlik, benlik algısı geliştirmek konusunda, bireylerin kendilerine başkalarının gözünden en çok baktığı dönemdir. Görme engelli bireyler de bu dönemde kendilerine başkalarının gözünden bakabilmekte ve kendilerini bu bağlamda değerlendirmektedir. Dolayısıyla yaygın engellilik algısından etkilenip etiketlenme ve dışlanmayı kabullenebilmekte ya da bundan dolayı yaşanan sosyal engellenmişliğin getirisi olarak aşırı öfkeli olabilmektedir. Bu dönemde ders sayısının artması ve ders içeriklerinin yoğunlaşması da yeni sorumluluklar eklemektedir. Tüm bunlar ergen görme engelli öğrencinin olumlu benlik algısı geliştirmesi önünde büyük zorluklardır. Bu durum öğrencinin kaynaştırma eğitim almaya ancak bu dönemde başlaması, şu ana kadar bağımsız hareket becerisi ve teknolojiye yeterince hakim olamaması halinde daha zor olacaktır.
Dersler ve yazılı sınavlar konusunda daha önce değinilen zorluklar bu dönemde de devam etmektedir.
Öneriler:
Okul rehberlik servisi, daha önce değinilen oryantasyon çalışmalarını yürütmeli ve görme engelli öğrencinin, engellik durumunu doğru tanımlaması için gerekli bireysel çalışmaları yapmalıdır. Bu dönemde bağımsız hareket ve teknoloji konusundaki yeterlilikler kesin olarak sağlanmalıdır. Okul psikolojik danışmanı, bu konularda gerekli bilgilendirme ve yönlendirmeyi yapmalıdır.
Dersler, yazılı sınavlar ve merkezi sınavlar konularında daha önce değinilen zorluklar ve çözümleri bu dönemde de benzerdir.
2. GENEL ÖNERİLER
Tüm eğitim kademelerinde öğretmenlerin yetersizlikleri ve niteliklerinin arttırılması gerektiği göze çarpmaktadır. Hizmet içi eğitimler bu sorunlar için geçici ve yetersiz çözümler olmaktan öte gidemeyecektir. Tüm eğitim kademelerindeki ilgili üniversite programlarına; engelli öğrenciler ve engellilikle alakalı zorumlu ve seçmeli dersler eklenmelidir.
İlk ve ortaokul ve ortaöğretim kademelerinde takip edilen ders kitapları; görme engelli öğrencilerin erişimi için uygun değildir. Bu kitaplarda pek çok görsel vardır. Görselleri gereken detayda göremeyen ve hiç görmeyen öğrenciler, bu görsellerden faydalanamamaktadır. Bu sorunun giderilmesi, görsellerin betimlenmesiyle mümkündür. Kitaplara betimleme eklenmesi, bu betimlemelerin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, betimlemelerin kitapta nasıl yer alacağı konularında ilgililerce bir çalıştay düzenlenmelidir.
3. SINIRLILIKLAR
Bu raporda E- Okul, EBA ve FATİH Projesi’nin sunduğu imkanların erişilebilirliği konularına, bu konularda yeterince bilgi sahibi olunmadığı için değinilmemiştir.