"Öğretmenlerin İş Yaşamlarında Karşılaştıkları Ayrımcı Tutumlar" başlıklı 90. Aylık Değerlendirme Toplantısı, 25 Şubat 2025 Salı akşamı Google Meet platformu üzerinde gerçekleşti. Toplantının moderasyonunu Mehmet Gazi Aslan üstlendi. Toplantıya yaklaşık 25 kişi katıldı. Toplantıya öğretmenlik dışı çalışanların uğradığı ayrımcı tutumların da konuşulacağı bir toplantı planlandığı dile getirilerek başlandı. Üyeler ayrımcılığın öncelikle MEB cephesinde belirgin olarak yapıldığını ifade ettiler. Bu ayrımcı tutumlara örnek olarak bütün öğretmenlere belli periyotlarda verilen iş güvenliği ve ilk yardım eğitimlerinin görme engelli öğretmenlere verilmemesi, bu eğitimlerin görme engelli öğretmenler için erişilebilir olmayışı, verilse dahi görme engelli öğretmenlerin eğitimin sertifikasını alamaması ve kabartma kitapların zamanında gönderilmemesi şeklinde belirtildi. EGED'İN kabartma kitapların zamanında gönderilmesiyle ilgili başarılı bir süreç yürüttüğü vurgulandı. Bazı görme engelli öğretmenlerin ayrımcılık noktasında kırılgan olmasından dolayı çalışma arkadaşlarının normal konuşmalarını bile yanlış anlayıp ayrımcılık, ötekileştirme ve mikro saldırganlık şeklinde değerlendirebildikleri, bu tutumun iş yaşamındaki ilişkilere zarar verdiği söylendi. Öğretmenliğe yeni başlayacak olanlara okuldaki çalışma arkadaşlarıyla kaynaşmaları, kendilerine yönelen her davranışı mikro saldırganlık olarak görmemeleri önerildi. Katılımcılar hakları bilmenin önemini sıkça vurguladılar. Haklarımızı bilmenin yanısıra, sorumlulukları da bilmenin bizi önyargılardan koruyacağı ifade edildi. Çoğu okul idarecisinin görme engelli öğretmene karşı başlangıçta önyargılı bir tutum takındığı; Ancak öğretmen işini yapma noktasında kararlı durursa, kendini doğru anlatırsa önyargıların dağılabileceği görüşü paylaşıldı. Yeterliliklerin özellikle davranışlarla gösterilmesinin gerekli olduğu, bu noktada bağımsız hareket edebilmenin önemi vurgulandı. Bağımsız hareketi yetersiz olan kör öğretmenlerin hem rehabilitasyon eğitimi alabilecekleri hem de görevlerini yapmaya devam edebilecekleri hatırlatıldı. Körler okullarında ayrımcı tutumların yoğun olarak yaşandığı, görme engelli öğretmenlere nöbet tutturulmadığı, bazı idarecilerin kör öğretmenlerin yetkinliğini sorgulayıp mobbing uyguladıkları, bu durumun körler okullarında halen eğitim gören öğrencilerde kaygı ve geleceklerine yönelik umutsuzluk yarattığı paylaşıldı. Körler okulundaki ayrımcılığın kaygı verici düzeylere ulaştığı belirtildi. Okul idaresinin hem görme engelli öğretmenin dersine müdahale ettiği, hem de velileri sözde iyi niyetle uyarıp öğretmeni zor durumda bıraktıkları ifade edildi. Öğrenci davranışlarının her öğretmenin dersinde benzerlik gösterirken, sorunun görme engelliliğe indirgenmesinden duyulan rahatsızlık dile getirildi. Öğretmenler arasındaki deneyim paylaşımının önemi vurgulandı. Özellikle zümre öğretmenlerinin ders işleme, sınıf yönetimi, yönetmelikler konusunda yeni öğretmenlerle tecrübelerini paylaşmalarının öğretmenin kendini yetiştirme noktasında daha etkili ve verimli olacağı belirtildi. Göreve yeni başlayan öğretmenlere, zümre whatsapp gruplarına katılmaları önerildi. ”Nöbet görevi ve ülke genelinde yapılan ortak sınavlarda görev almamalıyız.” görüşü üzerine, katılımcılar nöbet tutmanın öğretmenin kişisel kararına bırakılması gerektiğini savundular. Kör bir öğretmenin nöbet tutmasında yönetmelik açısından hiçbir sakınca olmadığı hatırlatıldı. Bir katılımcı, özellikle bireysel görüşme yapmak zorunda olan psikolojik danışmanlarla ilgili ayrımcı dil sorununa değindi. Danışanların ya da danışan velilerinin engelsiz bir öğretmene "siz, hanımefendi" şeklinde hitap ederken, görme engelli danışmana "sen" şeklinde hitap edilmesinin rahatsız edici olduğu ifade edildi. Bazı kurumlarda danışanların görme engelli personeli yok sayan davranışlarda bulunduğuna değinildi. Sendikası olan kör öğretmenlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili sendikalarından da destek alabileceklerine vurgu yapıldı. Bazı katılımcılar, idare ve çalıştıkları okullardaki öğretmenlerin önyargılı tutumlarının sorumluluğunu yerine getirmekten kaçan kör öğretmenlerden de kaynaklanabileceğini dile getirdiler. Kör öğretmene yönelik önyargının zaman içinde ve davranışlarla yok edilebildiği düşüncesi öne çıktı. Disiplin yönetmeliğinin zaman zaman öğrencilere hatırlatılmasının sınıf yönetiminde etkili olabildiği söylendi. Zaman zaman disiplin yönetmeliğinin öğrencilere okunması önerildi. Sınıf yönetimini kolaylaştıran başka bir nokta olarak da sınıftaki öğrencileri yakından tanımak, onların ad ve soyadlarını öğrenmek fikri dile getirildi. Görme engelli öğretmenin etkin bir şekilde ders işleyebilmesi için Braille ekran vb. erişilebilirlik materyallerinin tüm görme engelli öğretmenlere ulaştırılması için girişimde bulunulması önerildi. Öğretmenlerin haklarını savunma noktasında bir arada hareket etmesinin etkili olacağı vurgulandı. Kitapların zamanında gönderilmemesine dair yapılan etkinliklerdeki sayı yetersizliği ve öğretmenlerin kendi sorunlarının çözümü için verilen mücadeleyi yeteri kadar sahiplenmedikleri belirtildi. Katılımcılara EGED tarafından düzenlenen "Görme Engelli Öğretmenlere Yönelik Eğitim Seminerleri" uzaktan etkinliklerinin izlenmesi önerildi. Toplantı, katılımcılara engellilik ve eğitim alanında konuşulmasını istedikleri konuları "aylık değerlendirme toplantısı formu" aracılığıyla iletebileceklerinin hatırlatılmasıyla sona erdi.
Siz de aylık online değerlendirme toplantılarımızda konuşulmasını istediğiniz bir konuda gündem önerisinde bulunmak için, gündem öneri formunu kullanabilirsiniz