Eğitimde Görme Engelliler Derneği 4. olağan genel kurul toplantısı, 8 Ekim 2022 tarihinde, Ankara Barosu Eğitim ve Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Genel kurulu 3. dönem Yönetim Kurulu adına Pınar GÖCEN açarken, üye ve katılımcılar sırayla kendilerini tanıttılar. Daha sonra toplantıyı yönetmek üzere İbrahim Elibal, Duygu Arslan ve Seda Sevinç'ten oluşan Divan Heyeti seçildi.
2019 - 2022 dönemine ilişkin faaliyet raporu, mali rapor ve Denetim Kurulu raporları onaylandı. Yönetim Kurulu adına Emre Taşgın 2019 - 2022 dönemini değerlendiren bir konuşma yaptı.
Genel kurul; bilişim komisyonunu Gökhan Çapanoğlu, eğitim komisyonunu Canan Çam Yücel, iletişim, etkinlik ve farkındalık komisyonunu Ali Köse, öğretmenlik ve istihdam komisyonunu Demet Akkaya, proje komisyonunu Oğuzhan Al, sanat komisyonunu Onur Ulualp, uluslararası işler komisyonunu Ümit Erdem Yiğitoğlu, il temsilciliği ve 2022 - 2025 dönemi stratejik planını Emre Taşgın'ın sunmasıyla devam etti.
Çalışma komisyonları, il temsilciliği ve stratejik plan sunumunu izlemek için tıklayın.
Tahmini bütçe ve karar önerilerinin onaylanmasının ardından 4. dönem Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu seçimine geçildi. Buna göre EGED'in 2022 - 2025 dönemi Yönetim Kurulu asil üyeliklerine Ali Köse, Demet Akkaya, Elif Kain, Gökhan Çapanoğlu, Oğuzhan Al, Pınar Göcen ve Şeyma Büyükurvay; Denetim Kurulu asil üyeliklerine ise Ali Öztürk, Turgay Gümüş ve Bekir Boztaş seçildi.
Yeni seçilen Yönetim Kurulu adına Oğuzhan Al konuşma yaparken genel kurul katılımcıları dilek ve temennilerini ifade etti.
Yeni yönetim kurulu adına Oğuzhan Al'ın Konuşmasını ve katılımcıların dilek ve temennilerini izlemek için tıklayın.
Emre Taşgın 2019 - 2022 dönemini değerlendirdiği konuşmasında:
“Hepiniz hoş geldiniz. Derneğimizin 4. Olağan Genel Kurulundayız. Havada biraz yağmurlu. bugün özellikle öğleden sonra daha fazla yağmur yağacağı söyleniyor. Böyle bir günde buraya gelerek derneğe olan katkınızdan dolayı teşekkür ediyorum. İl dışından gelen arkadaşlarımız içinde ayrıca teşekkür ediyorum”.
“2019 yılında seçildikten birkaç ay sonra biliyorsunuz ki pandemi ile karşı karşıya kaldık ve bu beklenmeyen bir şeydi. Dolayısıyla biz aslında geride bıraktığımız dönemin üç yılının ikisini pandeminin gölgesinde yaşadık dersem, herhalde yanlış bir şey söylemiş olmam. Dolayısıyla dönemleri bence pandemi öncesi, pandemi dönemi ve sonrası diye safhalara ayırmak doğru olacak diye düşünüyorum”.
“Genel Kurulu Ekim ayının sonlarına doğru yapmıştık. Marta kadar birkaç ay geçti. Bu dönemde bazı yerel faaliyetlerimiz ve süreğen faaliyetlerimiz devam ettiler. Fakat Mart ayı geldiğinde bütün yüz yüze faaliyetlerimizi dondurmak zorunda kaldık. Çünkü Içişleri Bakanlığı tarafından birçok alanda kısıtlamalar geldi. pandemi tedbirleri gereği biz de bunlara uymak zorunda kaldık ama, faaliyetlerimizi durdurmuş olmadık. Hepinizin de bildiği gibi 2009 yılından bugüne, dernek olmadan önceki zamandan bu yana uzaktan çalışma becerisi gelişmiş bir derneğiz”.
“Pandemide uzaktan etkinlik ekibi oluşturduk. Hızlı bir şekilde zaten var olan ekipleri bir araya getirdik ve uzaktan etkinlikler yapmaya başladık. Pandemi sonrası ile beraber 106 etkinlik yapmış olduk. Bu, hızlı organize olmanın bir getirisiydi. Şöyle geriye dönüp baktığım zaman pandemi döneminde birbirimizden güç aldık. Dayanışma çok önemliydi. Bu sürede yapmak isteyip yapamadığımız online faaliyetleri gerçekleştirdik. Şarkı yarışması yaptık. Güzel faaliyetlerimiz oldu”.
“Savunuculuk çalışmalarımız da şekil değiştirdi veya gündemler farklılaştı. EBA zaten hep önemliydi ama pandemi ile daha da önemli hale geldi. Bu dönemde EBA’nın erişilebilir olması ile ilgili lobi çalışmaları yürüttük. Kampanya çalışmaları dahilinde Twitter etkinlikleri, puan düşürme etkinlikleri yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığının sistemlerine bildirimde bulunuldu ve kısmi de olsa bazı alanlarda erişilebilirlik sağlandı. EBA’dan sorumlu Genel Müdürlüğün geliştirdiği bazı sistemlerde erişilebilirliğe daha fazla dikkat edildiğini de gözlemliyorum. Bu önemlidir. Ancak içerik bakımından hala büyük problemlerimiz var. Yine Hayat Eve Sığar uygulamasının erişilebilir olmasını istedik. Sağlık bakanlığı konuyu biliyoruz diye yazı gönderdi ama gereğini yapmadı. Bunun gibi daha başka savunuculuk çalışmalarımız oldu. Özellikle pandeminin engellilerin hayatına etkileri nelerdir konulu içerikler yayınladık. Bu konuyla ilgili yapılan online etkinliklere dahil olduk. Davet edildiğimiz etkinliklere katıldık. Dolayısıyla pandemi dönemini etkin bir şekilde yürüten bir derneğiz diyebilirim. Fakat bununla beraber bazı şeyler aksadı. Örneğin yerel faaliyetleri nasıl yapacaktık? Tabi bu herkesin sorunuydu. biz de yerel faaliyetleri online ortamda yapmayı denedik. Bazı yerlerde o ildeki öğretmenlere veya üyelere özel etkinlikler yaptık. Bunların ne kadar verimli olduğunu hem temsilci arkadaşların ve hem de etkinliklere katılanların takdirine bırakmak daha doğru olur”.
“Pandemi döneminde kendi iç yapımızı da yeniden değerlendirme imkanı bulduk. Biz 2. dönemden itibaren daha fazla sistemlilik nasıl olabilir, bunun için mesai harcadık. Yoğun bir şekilde yönergeler oluşturduk. Birkaç defa güncellenen Çalışma Komisyonları Yönergemiz vardı. bu dönemde Süreğen Faaliyetler Yönergesi yayınlandı. Uzaktan Etkinlik, Podcast, Aylık Değerlendirme Toplantıları, Engelsiz Nota gibi çalışmalar bu kapsamda değerlendirildi. Stratejik Plan Oluşturma ve Uygulama Yönergesi yürürlüğe girdi. Ben böyle bir yönerge taslağı oluşturma aşamasında çok tarama yaptım. bunun örneğine fazla rastlamadım. Körler alanında hiç yok. Başka alanlarda faaliyet yürüten derneklerde var bazı şeyler. Ama iddia ediyorum ki hazırladığımız yönerge bu yolda çalışma yapmak isteyenlerin referans alabileceği niteliktedir. Eksikleri her zaman vardır. Geliştirilmesi gereken şeyler her zaman bulunur ama, Yönergenin bu haliyle böyle bir niteliğe haiz olduğunu söyleyebilecek cesareti kendimde buluyorum. Burs Yönergesi Kabul edildi. Yakın zamanda bu kapsamda Merve Erten Eğitim bursu başlatıldı. İl Temsilcileri Yönergesi güncellendi. Bu önemli; çünkü ilk Genel Kurulda, yani 2013 yılında bir Yönerge yürürlüğe koymuştuk. Ancak bundan sonra çok şey değişti ve o Yönerge güncelliğini yitirdi. Bizim yeni oluşan iç dinamiklerimizi karşılayamaz hale geldi. Dolayısıyla bunu da değiştirdik. Bununla ilgili de kendi iç dinamiklerimizi sağlayan özgün bir Yönerge oluşturulduğunu iddialı bir şekilde söyleyebilirim”.
“Pandemi sonrasında bilgisayar yüzü görmek istemedik, kendimizi dışarı attık ve belki daha bireysel yaşamaya başladık. Ekip çalışmasının önemi biraz unutuldu, belki rehavet yaşandı zaman zaman ama, yine de farklı illerde kaynaşma etkinlikleri, seminerler, farkındalık çalışmaları yürütmeyi de ihmal etmedik”.
“2019-2022 döneminde ilk defa bir stratejik planı resmi olarak uyguladık. Bu belge Birlikte Hibe programı kapsamında oluşturulmuştu. Yine çalışma kampında belirlenmişti. beş ana hedefimiz, on altı stratejimiz ve kırk faaliyetimiz vardı. Biz bu faaliyetlerin yirmi beşi ile ilgili girişimde bulunmuşuz. Bazıları belki daha halen devam ediyor, bazıları neticeye vardı, bazıları zaten süreğen. Kırk tane koyduğumuz faaliyetin yirmi beşi ile ilgili adım atmayı başarmış olmak önemlidir. Bunun pandeminin gölgesinde olduğunu söylemek gerekir. Çünkü koyduğumuz bazı hedeflerin pandemi döneminde gerçekleşmesi kolay değildi. Mart ayında çalışma kampı düzenledik ve 2022-2025 dönemi stratejik plan belgesi oluşturma safhasına başladık. Anket yaptık, komisyonlar hedeflerini belirledi ve dolayısıyla belge de oluştu. Bugün eğer genel kurulumuz onaylarsa yürürlüğe girecek. Burada da beş ana hedefimiz var. Bu defa strateji sayımız on altıdan on dokuza çıkmış ve faaliyet sayımız kırktan yetmiş yediye yükselmiş. Faaliyet sayımız yüzde yüze yakın bir oranda artmış. Dolayısıyla 2025 yılına gelindiğinde bu yetmiş yedi faaliyetin ne kadarı ile ilgili girişimde bulunduğumuzu hep beraber göreceğiz. Bu aslında Büyüdüğümüzü, hedeflerimizin fazlalaştığını, komisyonlarımızın yapılarının geliştiğini ve derneğimizin daha fazla faaliyeti gerçekleştirebilme gücünü kendinde bulduğunu gösteriyor. Dilerim 2025 yılının Ekim ayına gelindiğinde bu yetmiş yedi faaliyetin en azından yüzde altmışını gerçekleştirmiş oluruz”.
“Bu dönemde yürümeye başlayan dört projemiz oldu. İki tanesi uluslararası alanda ortak olduğumuz, ikisi de doğrudan bizzat yürütücülüğünü yaptığımız projeler. Yürütücülüğünü yaptığımız projelerden birisi AB tarafından desteklenen Notalara Dokunmak. Bu kapsamda nota yazılımı geliştirildi, Braille nota yazım merkezi kuruldu, müzik farkındalığı seminerleri devam ediyor. Bu, derneğimizi hem bütçe yönetimi bakımından hem de hedeflediğimiz çalışmaları gerçekleştirebilme bakımından eşik atlattıran ve sorumluluğu da gayet ağır olan bir proje. Ayrıca EMpower Vakfı tarafından Erişilebilir Dijital Matematik Kütüphanesi Projesi destekleniyor. Bununla ilgili şunu vurgulamak isterim: Burası açık çağrılı bir vakıf değil. Kurumlara davet yapıyor. Elbette ki bu daveti almak kolay değildi. Dolayısıyla söz konusu daveti alma başarısı göstermiş bir derneğiz. Yakın zamanda sitemiz açılacak. Öte yandan birisi turizm ile ilgili birisi de istihdam ve üniversite eğitiminin olanaklarını geliştirmeye dayalı uluslararası ortak olduğumuz iki proje devam ediyor”.
“Uzaktan Eğitim Akademisi bünyesinde üniversite sınavlarına hazırlık kurslarımız gönüllü bir şekilde devam ediyor. Bu kurslarımız 10 yıldır Hiçbir maddi kaynak tarafından desteklenmedi. Öz kaynaklarımızla sürüyor. Yine bununla beraber görme engelli öğretmenlere yönelik bilgisayar eğitimleri veya mevzuat temalı eğitimler devam etti. Bu dönemde de yapılacaktır. Ebeveynlere ve öğretmenlere yönelik psikoeğitim faaliyetleri düzenlendi”.
“Ulusal alanda düzenlemek istediğimiz bazı faaliyetleri pandemi nedeniyle yapamadık; bazılarını uzaktan şekilde gerçekleştirdik. Görme engelli öğretmenlerin özlük hakları, üniversite öğrencilerinin karşılaştığı sorunlar, kaynaştırmaya dayalı problemler gibi konularda gündemi de takip ederek savunuculuk çalışmalarımızı sürdürdük. Web sitelerinin ve mobil uygulamaların erişilebilirliğini güvence altına alan bir yasal düzenleme için girişimlerimiz sürüyor”.
“Paydaşlarla ilişkiler deyince nefes almak istiyorum. Özellikle diğer sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkiler konusunda. 2019’da iyi niyetimizden kaynaklı yaşadığımız bazı can sıkıcı şeylerden bahsetmiştim. Onları tekrar hatırlatmayacağım. Bu dönem aslında iyi şeyler oldu. Örneğin herkes İçin Turizm Derneği ile dirsek temasımız sürüyor. Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği ile ve onun kurduğu engelli hakları izleme platformuyla güçlü bir bağımız halen var. Türkiye Engelsiz Bilişim Platformu ile de aynı şekilde devam ediyoruz. Daha bir kaç hafta önce Engelsiz Bilişim Kongresi’ndeydik. Öğretmen Ağı sayesinde tanıdığımız kişi ve kurumlar var. İki hafta sonra Engelsiz Erişim Derneği’nin düzenleyeceği Beyaz Baston ve Erişilebilirlik Festivali’nde stant açacağız. Bizi rahatsız eden şeyler, dahil olduğumuz ağlardaki antihiyerarşik yapılanmalar oldu. Ne zaman ki dahil olduğumuz ağlar antiyerarşik bir düzene geçme gayreti içerisinde oldular veya üst kuruluşlar üye sayısı gibi şeyleri daha fazla önemsediler, biz o ağlardan ayrıldık. Sorunların düzeltilmesi için çaba harcadık ama gelecekte bu kurumlarla olan ilişkilerimizin de daha fazla yıpranmaması için, gerekli durumlarda bunu yaptık”.
“EGED Yönetim Kurulu ilk defa olarak başladığı kadroyla dönemi tamamlayamadı. Bu, istifa nedeniyle gerçekleşmedi. Maalesef çok yakın bir dostumuz aramızdan ayrıldı. Merve Erten arkadaşımızı beklenmedik bir şekilde pandeminin ilk aylarında kaybettik. Bu nedenle yönetim kurulumuz başladığı kadroyla devam edemedi. Yine bu dönem kaybettiğimiz bir arkadaşımız daha vardı. Yakın zamanda Mehmet Aktaş’ı kaybettik. Bizden önceki jenerasyon ve İzmir çevresi kendisini çok daha iyi tanıyacaktır. Engelli camiasına kattıklarını onlar çok daha iyi ifade edeceklerdir. Elbette bizim derneğimiz için de önemli bir insandı. Derneğin kuruluş sürecinde ve daha sonraki dönemlerde şahsi olarak akıl danıştığım bir kişiydi. Merve Erten ve Mehmet Aktaş’ı sevgi ve saygıyla anıyorum. Adları derneğimizde daim olsun, unutulmasın, hep yaşasın”…
“GEÖP e-posta grubunu kurduğumuzda Ben 20 yaşındaydım. engelliden öğretmen olmaz denildiğinde mücadeleye başlayıp bakanlığa karşı girişimde bulunduğumuz zamanlarda ve EGED kurulduğunda 23-24 yaşlarındaydım. Derneğin kurucularının çok büyük bir kısmı da benzer yaşlardaydı. O dönemde körler alanında faaliyet yürüten STK’lar arasında bu yaşlarda kurucuları ve yöneticileri olan bir dernek yoktu. Her dönem aramıza yeni insanlar dahil oldu. Yol arkadaşlarımız hep sayıca arttı, bundan sonra da artacak. Gelenler oldu, gidenler oldu. Yine olacak. bu devam edecek. İnsan sirkülasyonu devam edecek; etmeli. Dernekler böyle ilerler”.
“Bizim ülkede kişiye bağlı olan birçok kurum vardır. Biz bunun olmamasına elimizden geldiğince gayret ettik. Dolayısıyla çalışma komisyonlarımızda, il temsilciliklerimizde sürekli olarak değişimler söz konusu oldu. Yakın zamanda üç komisyonumuzun sorumlusu yine değişti. Dolayısıyla yapmak istediğimiz bir sistem oluşturmak, sistemli ve sürdürülebilir bir yapı tesis etmek. Hep bunun için çalıştık. Ben de bu kan değişimini devam ettirebilmek adına bu dönem Yönetim Kurulu üyeliğine adaylığımı koymadım. Mademki kan değişimi derneğimizin farklı yapılanmalarında oluyor, o zaman Başkanlık makamında da olmalı diye düşündüm”.
“Geride bıraktığımız çalışma döneminde anın gerginliği ile kırıcı olduğumuz veya haksızlığa uğrattığımız arkadaşlarımız olabilir. Bu kişilerin hepsinden Özür dilerim. Şunu da belirtmek isterim ki; benim de canımın sıkıldığı ve haksızlığa uğradığımı düşündüğüm zamanlar olmadı değil”.
“Evet, yeni dönemin hepimiz için başarılı olmasını dilerim”.
şeklinde konuştu.
Toplantı, üye ve misafirlerimizle toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.