Türkiye’de engellilere bakış açısı genellikle yardım odaklı ilerliyor. Haberlerde, dizilerde, siyasetçilerin söylemlerinde engellilik ‘yardıma muhtaç’ olmakla eşleştiriliyor. Aynı zamanda bu bakış açısı toplumda da yaygın.
Okullarda ise sık sık zarflar dağıtılarak ‘yardım’ toplanıyor. Ve bu genellikle engelli bireylere ‘yardım’ adı altında dernekler vasıtasıyla toplanıyor. Bu uygulama gelişme çağında olan çocukların engellik bakış açısını da etkiliyor.
Samsun’da bir dernek birçok okula zarf göndererek görme engelliler adına öğrencilerden yardım topladı. Bu okullardan birinde, Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak görev alan görme engelli Ahmet Tayfur Arslan’ın öğrencilerine de zarf dağıtıldı.
Öğretmen Arslan, Türkiye’de uzun yıllardır engellilik hakları savunucularının hak temelli yaklaşım mücadelesi verdiklerini söyleyerek, öğrencilerden zarfla para toplanmasına tepki gösterdi.
‘Hocam, görme engellilerin ihtiyacı olduğunu düşündük’
Aynı zamanda Eğitimde Görme Engelliler Derneği Samsun İl Temsilcisi Arslan, uzun yıllardır engellilerin sadece ‘yardıma muhtaç olduğunu’ lanse eden derneklere karşı mücadele ettiklerini belirterek şöyle devam etti:
“Çalıştığım okulda ders işlerken sınıfa bir görevli girerek sınıftaki öğrencilere zarfları getirip getirmediklerini sordu. Bunun üzerine zarfların ne için dağıtıldığını sorduğumda görme engelliler için bir dernek aracılığıyla zarf dağıttıklarını ve öğrencilerden bu zarflara para koymalarını talep ettiklerini öğrendim. Öğrencilerimin karşısında beni insanlık onuruna yakışmayan bir duruma düşüren bu para toplama durumuna karşı senelerdir mücadele etsek de dernekler okullarda bunu sürdürmeye devam ediyor.”
Bu durumun öğrenme çağında olan çocuklarda engelli bireyler hakkında yardım temelli bir bakış açısı geliştirdiğini dile getiren Arslan, “Bu yardımlar çocukların ve velilerin duygularını engelliler üzerinden istismar edilerek, toplanıyor. Çocuklara neden para verdiklerini sorduğumda, ‘Hocam, görme engellilerin paraya ihtiyacı olduğunu düşündük’ ya da ‘Sizlerin bu paraya ihtiyacı olduğunu düşündük’ gibi cevaplar aldım. Yani bu uygulama, çocukların engellilere bakış açısını da böyle şekillendiriyor’’ dedi.
“Bir zarf tüm engellilik çalışmalarımızı yıkıyor”
Arslan, engelli bireylerin sokakta ya da kurumlarda maruz kaldığı genellemelerden rahatsız olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Tabii ki ihtiyacı olan görme engelliler olabilir. Sadece bunun bu yöntemle yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Küçücük çocukların ve velilerin duyguları üstünden, engelleri istismar ederek para toplanmasının tabiri caizse ‘dilencilik’ olduğunu düşünüyorum. Bağış toplanabilir, yardım toplanabilir, belli kampanyalar yapılabilir. Bu durumda hiçbir sorun yok. Ancak bu yöntemle yapıldığında toplumun engellilik algısı yıllardır uğraştığımız hak temelli bakış açısından uzaklaştırıp yine ‘yardıma muhtaç’, ‘bir şeyleri yapamayan’ ‘toplumun bakması gereken kitle’ düşüncesine götürülüyor. Biz okullarda engelliliğin bir farklılık olduğunu anlatıyoruz. Her insanın bireysel farklılıkları olduğunu anlatırken, yıllardır bunun mücadelesini verirken bir zarf tüm engellilik çalışmalarımızı yıkmış oluyor.”
Okullarda zarfla yardım toplamak serbest mi?
Telefonla ulaştığımız Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Yardım Toplama ve İzne Tabi İşlemler Şube Müdürlüğü yetkilileri, okullarda zarfla para toplamakta bir sorun olmadığını ve bağlı bulunan şehrin müdürlüklerinden gerekli izin alındığında yardım toplanabileceğini belirtti.
Ancak iznin alınması için 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda belirtilen yardım toplama şekillerinden hangisinin kullanacağına ilişkin talep ve toplanan yardımlarla ne tür çalışmaların yapılacağının açıklanacağı bir yazı gerekmekte.
İlgili kanuna göre yardım toplama şekilleri olarak; makbuz, belirli yerlere kutu koyma, bankalarda hesap açtırma, yardım pulu çıkarma, eşya piyangosu düzenleme, kültürel gösteriler ve sergiler, spor gösterileri, gezi ve eğlenceler düzenleme veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanma olarak belirlenmiştir.
İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi Sözcüsü avukat Hüseyin Varol, "Yönetmelikte de bu konuya dair bir değerlendirme yapılmamış. Dolayısıyla yönetmelikte de ne şekilde toplanacağına dair bir düzenleme yok" dedi.