İnsan Hakları ve Sivil Toplum temasıyla 15-16 Ocak tarihlerinde Ankara’da gerçekleşen 4. Sivil Düşün Forumu’na EGED adına Şeyma Büyükurvay katıldı. 66 farklı ilden 250’den fazla kişinin katıldığı forumda; yurtdışı ve Türkiye’den panelistler ile insan hakları ve iş dünyası, özel sektör ve kamunun rolü, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği bünyesinde atılan adımlar ele alındı ve farklı konularda eş zamanlı atölye çalışmaları düzenlendi.
Şeyma Büyükurvay’ın etkinlikten aldığı notlar:
"Tüm etkinlik boyunca görme engellilik özelinde engellilik konusunu diğer katılımcılar ve panelistler nezlinde daha görünür kılmak ve paylaştıkları konunun engelliliği kapsamayan yanlarını anlamak için, merak ettiğim noktalara dair sorular yönelttim. Genelde cevap alamadım ya da %3-4 kotasını anlatmak gibi yüzeysel cevaplar aldım. Bu da iş dünyasında engelli hakları konusuna yeterince eğilinmediği düşüncemi netleştirdi.
İş dünyasında insan haklarının tartışılmasının yeni sayılabilecek bir gelişme olmasını öğrenmek ilginç. Bunu engellilik açısından anlarken de iş dünyasının diğer pek çok konuya göre daha geri planda kaldığını fark ettim. Tüm panellerde kamu düzeni haklar veren değil, hakları güvence eden olarak nitelendi. Tüm vurgularda öne çıkan, insan hakları ve iş dünyasının diğer tüm hak alanları ile etkileşim içinde olduğuydu.
BM İnsan Hakları ve İş Dünyası Çalışma Grubu üyesi Dante Pesce, BM İnsan Hakları ve İş Dünyası İçin Rehber İlkeler’den bahsetti. Bu ilkeler 2012 yılında yayımlanmış ve devletlerin yükümlülükleri temel 3 prensip olarak şöyle: iş dünyasında insan haklarını korumak, sektörlerin insan haklarına saygı göstermesi noktasında sorumluluk almak ve yargı. Rehber ilkeler standart çerçeveler oluşturmayı değil, insan hakları bağlamında ahlaki ilkeler sunmayı amaçlamakta ve şirketlerin bunlar doğrultusunda kendi iç yapılarına uygun ilkeler oluşturmasını sağlamaktır. Avrupa Parlementosu Başkan Yardımcısı Heidi Hotala da Avrupa Birliği’nin konuya dair yaklaşımı hakkında bir video konferans sunumu yaptı. Konuşmasından öne çıkanlar, diğer vurgulananlarla paraleldi.
Etkinliğin devamında insan hakları ve iş dünyası için paydaşların birlikteliği vurgulandı. Çok paydaşlı çalışmalar için diyalog, bu noktada farklılıklara açık iletişim yolları vurgulandı. STK katılımı ayrıca öne çıktı. Bu oturum; panel moderatörünün STK’lerin sorularını almasıyla başladı. Kamu rolünün tartışıldığı oturumda katılımcılar tarafından, yapılan sunumun daha çok nicel veriler gösterdiği, sahadan uzak olduğu gibi eleştriler getirildi.
2 gün boyunca toplam 3 atolyeye katılabiliniyordu. Katıldığım ilk atölye “Sivil Toplum Ne Yapabilir?” oldu. Burada kolaylaştırıcının kısa ve genel çerçeveden bahsettiği sunumu sonrasında Çeşme Vakası olarak haber sitelerinde de yer alan bir olay hakkında farklı çalışma grupları olarak tartıştık ve görüşlerimizi tüm gruba sunduk. Burada şanssızlığım; yapılacak savunuculuk çalışmalarının yalnızca hukukçular tarafından yönlendirilebileceğini düşünen ve genellikle tek başına söz almayı seven biriyle çalışmaktı. İkinci atölye ise “Ücretsiz Staj” başlığıyla Gençlik Örgütleri Forumu tarafından yürütüldü. Burada insan haklarını gözeten veya gözetmeyen staj ortamları üzerinde duruldu. Bölündüğümüz çalışma gruplarında “koru, kazan, kurtul” eylemleri ile sınıflandırılan bir çerçevede Türkiye’de staj uygulamalarını değerlendirdik ve öneriler getirdik. Engellilerin karşılaştığı erişilebilirlik sorunları ve ayrımcı tutumları dile getirmeye çalıştım. Bunlar staj yeri bulamamak, sırf engellilik sebebiyle staja alınmamak, stajda deneyim kazanamamak, gerekli erişilebilirlik koşullarının sağlanmaması, engelli kişinin staja gelmesine gerek olmadığı ve geldiği yönde imza atılabileceğinin önerilmesi, adil olmayan ücretlendirme gibi... sonuçlar örgütün sitesinde yayımlanacak. Bu oturumda öğrendiğim en önemli bilgi, iş kanununda ücretli stajın Türkiye’de yasal bir bağlamda olduğuydu. Son atölye ise engelli bireylerin iş yerlerinde karşılaştığı erişilebilirlik sorunları ve ayrımcı tutumları ele alan, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin yürüttüğü atölye oldu. Bu oturumda engellilik ve hak temellilik ile başlanarak iş yerlerindeki sorunlara ve temelde buna yol açan ayrımcı tutumlara değinildi.
Etkinliğin erişilebilirliği benim açımdan fena değildi. Etkinlik sonrasında Sivil Düşün’e etkinlik mekanının, kör katılımcılar için betimlenebileceğini önereceğim. Etkinlik programı ve daha pek çok detay internet üzerinden yürütüldüğü için herhangi bir sorun olmadı.
Dilerim engelli hakları ve diğer tüm hak alanları, iş dünyası temelli olarak daha çok çalışılır ve yol alınır".
zdenizgokce@gmail.com