Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 13 Mart tarihinde yapıldı. Sonuçları ise 25 Mart tarihinde açıklanıyor. Eğitimde Görme Engelliler Derneği olarak; YGS sonrasında engelli adaylardan sınav anında yaşadıklarını değerlendirmelerini istedik. Oluşturduğumuz Sınav değerlendirme formu aracılığıyla aldığımız geribildirimler sonunda, 3 görme engelli adayın (ikisi İzmir, biri İstanbul) sınav puanını etkileyecek biçimde okuyucu kaynaklı sorunlar yaşadığı bilgisine ulaştık. Yaklaşık 1.500 civarında görme engelli adayın bu sınava girdiğini düşünürsek ve bize ulaşmayan birçok vaka ihtimalini de göz önünde bulundurursak, benzeri sorunları yaşayan aday sayısının az olmadığını öngörmek hiç de zor değil. Bu bilgi notunda, Formumuz aracılığıyla geri dönüş yapan adayların tecrübelerinden de yola çıkarak, bir görme engelli adayın okuyucu eşliğinde sınava girdiğinde sıkça yaşadığı sorunlara değineceğiz. Ancak öncelikle görme engelli adayların ne şekilde sınava girdiğini açıklamakta yarar görüyoruz:
Görme engelli adaylar ÖSYM tarafından düzenlenen sınavlara nasıl katılır?
Görme engelli adaylar, sınav başvuru sürecinde engel durumu ve sınavdaki ihtiyaçlarını ÖSYM'ye bildirir. Bu bağlamda okuyucu yardımı talep eden görme engellilere görsel verilerin yer aldığı ve karmaşık ifade içeren sorular sorulmaz; okuyucu ve işaretleyici görevlileri verilerek tekli salonlarda sınava alınmaları sağlanır; soru ve süre miktarına göre ek süre verilir. Soru kitapçığını okuyabilecek durumda olanlara ise, uygun punto büyüklüğünde soru kitapçığı ve işaretleyici görevli sağlanır.
Ancak sınav esnasında ÖSYM tarafından bu hizmetin planlı biçimde verilememesinden kaynaklı olarak her yıl sayısız görme engelli aday mağdur olmakta, hayallerini ertelemek ya da vazgeçmek zorunda kalmaktadır. İşte bu yılın mağdurlarının geribildirimlerinden öne çıkan sorunlar:
Görme engelli adayların okuyucu kaynaklı sorunları
*Okuyucular görev tanımlarının ne olduğu ve sınav anında ne yapmaları gerektiği konusunda bilgi sahibi değiller. Görme engelli adayın şekilli olması nedeniyle muaf olduğu soruyu okuyarak onun zaman kaybetmesine neden olabiliyorlar. Görme engelli adayın ne kadar ek süreye sahip olduğu ve soru okuma teknikleri gibi konularda da bariz şekilde bilgi eksikleri bulunuyor. Okuyucular, herhangi bir okuma testine de tabî tutulmadıklarından, görme engelli adayın iyi bir okuyucu eşliğinde sınava girmesi tamamen şans faktörüne bağlı kalıyor.
*okuyucular soruları seri biçimde okuyamıyorlar. Bu nedenle görme engelli adayların zaman kaybı yaşamasına neden oluyorlar. Özellikle uzun paragraf sorularının çözülmesi bazen mümkün olmayabiliyor. Böyle bir durumda aday vakit kaybetmemek için daha kısa sorulara yöneliyor.
*Okuyucuların diksiyonunun soru okumaya elverişli olmaması nedeniyle görme engelli aday tarafından anlaşılması zor olabiliyor.
*Okuyucuların sayısal işaretleri bilmemesi nedeniyle bu soruları doğru biçimde okuyamaması, görme engelli adayların mağduriyetine yol açıyor.
*Okuyucuların aday üstünde baskı oluşturması, soruyu tekrarlamasını istediğinde gösterdiği olumsuz tepkiler, aday bir konuda soru sorduğunda sertçe çıkışması gibi tutumları, adayın sınava odaklanmasını güçleştiriyor.
*Görme engelli adaylar genelde aynı mekanda sınava alındığından her sınıfta tekli salonda bulunuyorlar ve kapıları açık olduğundan okuyucu ve adayın sesi diğer salonlara ulaşıyor. Bu durum da adayın dikkatinin dağılmasına ve rahatsız olmasına yol açıyor. Ancak kapıların kapatılmasına salon görevlileri izin vermiyor. Gelgelelim, engelli adayların bulunduğu sınıflarda kamera bulunduğundan kopya çekilmesi durumunda bu durum tespit edilebiliyor. ÖSYM tüm kayıtların tek tek izlendiğini belirtiyor.
Peki; tüm taleplerimize rağmen dijital ortamda yaptığı sınavlara bile görme engelli adayları almayan ÖSYM, (bkz: ÖSYM “Engelliler sınava giremez” dedi, mahkemelik oldu ) okuyucu eşliğinde sınava giren bu adaylara fırsat eşitliğini sağlamak için ne tür tedbirler almalı? Bu sorunun cevabını, konuyla ilgili 3 yıl önce hazırladığımız bildiriden yola çıkarak verebiliriz. Zira bu süre zarfında değişen pek fazla bir şey olmadı. Sadece mağdur olanların ismi ve sınava girdikleri iller farklı. Bahsi geçen bildiride "Okuyucuların, sınavın gerçekleştiği alan hakkında teorik bilgiye sahip olması ve okuma teknikleri hakkında bilgilendirilmeleri, başta sayısal ve yabancı dil sınavları olmak üzere hiçbir sınavda okuyucu sebebiyle bir mağduriyet yaşanmaması ve görme engelliler için gelişigüzel bir şekilde okuyucu görevlendirilmemesi" gerektiğini belirtmişiz; bu talebimiz aynen geçerliliğini koruyor.
Bir de, sınavdan çıktıktan sonra, haksızlığa uğramanın yarattığı psikolojiyle duygularını dile getiren görme engelli mağdurların ÖSYM hakkındaki düşüncelerini okuyalım:
ÖSYM'ye güvenim kalmadı
"Benim o sınavla birlikte, hayallerim ve umutlarım da gitti. Bundan sonra benim için birşey yapılabileceğini düşünmüyorum; çünkü karşımdaki kuruma güvenim kalmadı. Ama dilerim ben son olurum; başka arkadaşlarım bu muameleye reva görülmez."
"Daha iyi bir okuyucu gelse, daha iyi yapar mıydım" diye düşünüyorum
"Sınav istediğim gibi geçmedi, bunda elbette ki benim de hatam var; ama sınavdan sonra aklımda "ya daha iyi bir okuyucu gelseydi, daha mı iyi yapardım?" şeklinde bir soru belirdi. Belki yapardım, belki de yapmazdım; çok da önemli değil. Ama keşke bütün yanlışlarım kendime ait problemlerden kaynaklansaydı. YGS gibi hayati bir sınavda okuyuculara dikkat edilmemesini çok büyük bir ihmal olarak görüyorum. Bu konuda yıllardır mağduriyetimizi dile getiriyoruz ama ÖSYM'nin hiçbir iyileştirmeye gitmediği de ortada. Eğer okuyucum LYS'de de deneyimsiz olursa ne yaparım bilmiyorum; çünkü LYS daha özel alanlara yöneldiği için daha özel okuma becerileri gerektiriyor. Okuma becerisini de test etmek çok da zor bir şey olmamalı diye düşünüyorum."
Elbette her aday olduğu gibi görme engelli aday da başarılı ya da başarısız olabilir. Ancak bu başarısızlık kişinin kendi hatalarından kaynaklı olursa kabul edilebilir.
Eğer bu bilgi notunu sonuna kadar okuduysanız bir düşünün: Açıklanan YGS sonuçları gerçekten görme engelli adayların hak ettiği puanlar mıdır, bunun kararını gelin siz verin…