Basına ve kamuoyuna,
2009 yılında, birkaç görme engelli üniversite öğrencisi, kendi sorunlarını tartışmak ve bunlara çözüm önerileri geliştirmek maksadıyla bir e-posta grubu kurdular. Kurulan bu grup başta görme engelli gençler olmak üzere birçok kesim tarafından benimsendi ve engelli hakları alanında paylaşımların yapıldığı online bir platform haline dönüştü. Burada bir araya gelen gençlerin girişimleriyle 2013 yılında Eğitimde Görme Engelliler Derneği kuruldu. E-posta grubu dernek kurulduktan sonra da aynı amaçla faaliyetlerini sürdürdü ve geçtiğimiz Haziran ayında 10. yaşını kutladı.
Derneğin başta genç kitle olmak üzere geniş kesimler tarafından benimsenmesinde önemli bir etken vardı: tüm ideolojilerden, inanışlardan ve yaşam tarzlarından bağımsız olarak, ortak paydada engelli haklarını savunmak ve bu odak noktası üzerinden erişilebilirlik mücadelesi yürütmek. EGED'in duruşu bugün de aynıdır. EGED, aynı çizgisini muhafaza ederek erişilebilirlik alanında kazanımlar elde etme çabasını sürdürmektedir.
Bundan yaklaşık 7 ay önce, İzmir'de yaşayan Yusuf Ak isimli görme engelli bir vatandaş Kızılay'a başvurarak kan vermek istediğini belirtti. Ak'ın verdiği bilgiye göre Kendisine yakın akrabalarının şahitlik etmesi halinde kan verebileceği bildirildi. Bunun üzerine Ak bu tutumu kabul etmeyerek konunun kamuoyunda gündeme gelmesini sağladı. Kendisine Kızılay yetkilileri tarafından yapılan daveti de maruz kaldığı uygulamanın ayrımcılığa yol açtığı ve özür dilenmesini gerektirdiğini dile getirerek kabul etmedi.
Bu süre içerisinde gerek basında ve gerek grubumuzda paylaşımlar yapan Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi Başkanı Salih Arıkan, Yusuf Ak'ın PKK sempatizanı sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ettiğini ve konunun kan vermek değil Kızılay'ı yıpratmak olduğunu ifade etti. İlerleyen aylarda Salih Arıkan'ın Yusuf Ak hakkına soruşturma açılması için İzmir Valiliği'ne dilekçe yazdığı da ortaya çıktı ve bu konuda e-posta grubumuzda paylaşım yapıldı.
Bundan birkaç gün önce öğrendiğimiz bilgi ise, neye uğradığımızı şaşırtan cinstendi. Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi Başkanı Salih Arıkan, o dönemde özgürce fikirlerini paylaşan üyelerimizin yazışmalarından kendisine göre örgüt sempatizanı olarak nitelendirdiklerini Valiliğe göndermişti. Arıkan bu bilgiyi yalanlamadı ve amacının Türk Kızılayı'nın örgüt sempatizanları tarafından itibarının zarar görmesini önlemek olduğu açıklamasını yaptı.
Bugüne kadar kendi fikirlerini hak temelli yaklaşımı esas alarak özgür bir şekilde dile getiren grup üyelerimizin yazışmalarının, ülkemizin önemli bir derneğinin İzmir Şubesi Başkanı tarafından keyfi bir şekilde ve tamamen kendi yargılarına göre etiketlemesi, tarafımızca kabul edilir bir tutum değildir. Bu, birçok alanda karşılaştığımız fişlemenin, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirmenin ve onların geleceğini karartma çabasının gayrı ahlaki bir örneğidir. Grup üyeleri, yalnızca olayla ilgili görüşlerini dile getirmiş, Yusuf Ak'ın mücadele yöntemi hakkında mesajlar paylaşmışlardır. Bu paylaşımları kendi süzgecinden geçirmek suretiyle soruşturma dosyasına delil olarak göndermek ve bu yolla insanları terör örgütlerini destekler konuma düşürmeye çalışmak, en hafif tabirle sinsice bir davranıştır.
Şunu özellikle vurgulamak isteriz ki; Eğitimde Görme Engelliler Derneği, mümkünse sorunların diyalog yoluyla çözülmesi taraftarıdır. EGED, sorunların temelinde toplumda kalıplaşan önyargıların ve var olan yasaların uygulanamıyor oluşunun yattığına inanır. Dolayısıyla EGED ne Türk Kızılayı'nın, ne de başka bir kurumun itibar kaybetmesi gibi bir gaye gütmez; bu kurumlarda görme engellilerin aleyhine bir durum oluşmuşsa onların giderilmesi için çabalar.
Bu açıklamanın ardından Salih Arıkan, EGED'i PKK veya başka terör örgütlerine yakın gösterme çabasına girişebilir. Böyle bir durumla karşılaşmamız halinde bu durum, tarafımızca kendisinin insanların veya kurumların geleceğini karartma çabasının somut bir ürünü olarak değerlendirilecektir.
EGED'in duruşu oldukça nettir. Karşı olduğumuz durum, E-posta grubumuzdaki üyelerin iftiraya maruz kalması veya bir terör örgütüyle ilişkilendirilmeye çalışılmasıdır. Hepimiz bilmekteyiz ki, ülkemizde kendisine atılan iftiralarla mücadele etmeye çalışan ve bu süreçte yıpranan, geleceği kararan ve ailesi dağılan birçok insan mevcuttur. Salih Arıkan'ın yaptığı da, görme engelliler arasından kendisi gibi düşünmeyenlere terör destekçisi damgası vurmaya çalışarak onların hayatlarını zorlaştırmaktır.
İşte bu tutumuyla Salih Arıkan, içerisinde bulunduğu engelli camiasına ihanet etmiş, onları töhmet altında bırakarak örgüt sempatizanı etiketi yapıştırmaya çalışmıştır. Salih Arıkan'ın bundan sonra engellilerin hak mücadelesine verebileceği bir katkı kalmamıştır. Kendisi bundan sonra görme engelliler camiasında, insanlara iftira atarak fişleme yapan kişi olarak anılacaktır. Salih Arıkan'ın Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi Başkanı sıfatıyla bu girişimde bulunmasından dolayı, derneğin Genel Başkanı Sayın Necla Sümer ve Sayın Lokman Ayva bilgilendirilmiş, mevcut durumun köklü bir geçmişe sahip olan Türkiye Beyazay Derneği camiasına verdiği zarar ve bizim olaya karşı tutumumuz açıkça anlatılmıştır.
Bilinmelidir ki; vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir. Vatanseverlik, insanların kendisi gibi düşünmeyenlere iftira atmasıyla ve onların hayatlarını kabusa çevirmeye çalışmasıyla da kimseye gösterilemez. Vatanseverlik, ancak ve ancak, insanların görevlerini layıkıyla yapmaları ile değer bulur. Dolayısıyla grubumuzda görüşlerini dile getiren insanları vatana ihanetle veya teröre destek vermekle suçlamak, Salih Arıkan'ın haddine değildir. Aynı şekilde, bu açıklamanın ardından Salih Arıkan tarafından yürütülmesi muhtemel olan EGED'i benzer örgütlerle ilişkilendirme kampanyasını kesinlikle reddedeceğimizi de vurgulamak isteriz.
Salih Arıkan'ın amacı Türk Kızılayı'nın itibarının zedelenmesini önlemek değildir. Türk Kızılayı, 1868 yılından bu yana var olan, birçok doğal afette insanların yardımına koşan ve bu maksatla gelecekte de var olmayı sürdürecek önemli bir kurumumuzdur. Bu kurumda görme engelliler aleyhine yapılan uygulamalar eleştirilebilir, karşı çıkılabilir, gerekli düzenlemelerin yapılması talep edilebilir. Fakat, böylesine önemli bir kurumun itibarı birkaç sözle veya haberle kolay kolay zedelenemez. Salih Arıkan da bunu gayet iyi bilmektedir. Salih Arıkan, bu bahaneyle, benzer örneklerine sıkça rastladığımız üzere, kendi değer yargılarına göre davranmayan insanların fişlenmesini sağlayarak onların iftirayla mücadele etmek zorunda kalacağı bir hayat yaşamalarına neden olmak istemektedir.
EGED olarak vicdanımız rahat, karşı durduğumuz durum gayet açıktır. Kişi veya kurumların olaylar karşısındaki mücadele yöntemleri pekala eleştirilebilir. Ancak; Salih Arıkan'ın yaptığı gibi, kendi değer yargılarına göre grubumuzda paylaşım yapan insanları terör destekçisi olarak nitelendirmek, asla kabul edilemez. Bundan dolayı;
-Salih Arıkan'ın grubumuzla ilişkisi kesilmiştir. Zira kendisi grubumuz üyelerinin özgür bir şekilde paylaşım yapma motivasyonuna zarar vermiştir. EGED, tamamen üye ve takipçilerinin fikirleriyle beslenen ve onların verdiği katkılarla kazanımlar elde eden bir kuruluştur. Bu yapıya zarar veren kişi ve kurumlarla mücadele etmek, EGED'in sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir.
-Derneğimiz tarafından Salih Arıkan görevde olduğu sürece Türkiye Beyazay Derneği İzmir Şubesi muhatap olarak alınmayacak; bu şubenin hiçbir faaliyeti grubumuzda paylaşılmayacaktır.
-Ayrıca Salih Arıkan'ın Şube Başkanlığını yaptığı Türkiye Beyazay Derneği Genel Merkezi mevcut durumu değerlendirmeli ve yaşanan olayın derneğe verdiği zararları gözden geçirmelidir.
-Salih Arıkan'ın, kendisi gibi düşünmeyenlere rahatlıkla iftira atabilecek, jurnalleyebilecek ve fişleyebilecek bir yapıda olduğu tarafımızca geç de olsa fark edilmiştir. Engelliler camiasının da bunu net olarak bilmesi lazımdır. Dolayısıyla Salih Arıkan ile iş birliği yapacak STK'ların bu durumun farkında olarak duruşlarını belirlemesi oldukça önemlidir.
-İnsanları kendi değer yargılarına göre davranmadığı için fişlemek, korkutmak ve sindirmek isteyen Salih Arıkan gibi insanlarla her zaman ve hiç beklenmeyen ortamlarda karşılaşılabilir. Böyle bir durumda yapılması gereken; onların istediği gibi susmak değil, birlikte hareket ederek, farklılıklarımızla zenginleşebildiğimizi avazımız çıkıncaya kadar haykırmaktır!
Kamuoyuna saygıyla bildiririz.