"Diffability" başlıklı projemizin açılış toplantısına katıldık

Litvanya Vytautas Magnus Üniversitesi’nin başvuran kurum; Almanya, Belçika, Slovenya, Portekiz ve Türkiye’den derneğimizin ortağı olduğu "Diffability" adlı projemizin Faro’da gerçekleşen açılış toplantısına 09 - 12 Şubat 2022 tarihlerinde katıldık.

09-12 Şubat 2022 tarihleri arasında organize edilen toplantıya derneğimizi temsilen Uluslararası İlişkiler Komisyonu Sorumlusu Ümit Erdem Yiğitoğlu ve Eğitim Komisyonu’ndan Oğuz Akkaya iştirak etti.

18 ay sürecek projede; engelli üniversite öğrencilerinin iş hayatına geçişlerine katkıda bulunmak amacıyla girişimcilik eğitimi müfredatı hazırlanarak online bir platform aracılığıyla sunulacak, üniversitelere ve işverenlere yönelik eğitimler, toplantılar yürütülecek.

Faro’da gerçekleştirilen bu ilk toplantıda projenin hedefleri değerlendirildi; etkinlik planları gözden geçirildi, ortakların sorumlulukları ve zaman çizelgesi üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

EGED hem katılımcı hem de ev sahibi olacağı bu kapsamlı proje sürecinde farklı üyeleriyle birlikte engellilerin eğitime ve iş yaşamına katılımları için adımlar atmaya, elde edeceği deneyimleri üye ve takipçileriyle paylaşmaya devam edecek.

Aşağıda katılımcılarımızın Portekiz hareketliliği deneyimlerini okuyabilirsiniz.

DİFFABİLİTY PROJESİ KAPSAMINDA PORTEKİZ HAREKETLİLİĞİ

/

LIZBON DENEYİMLERİ

Yağmurlu bir İstanbul sabahı Türkiye Gençlik Birliği Derneği’nden Elif Serbest ile EGED’ten Ümit Erdem Yiğitoğlu Lizbon uçağına bindik ve saat 10:30 gibi Lizbon’da güneşli bir güne başladık. Bu saatlerde Oğuz Akkaya, Düsseldorf’ta bir aktarma yaparak Faro Havalimanı’na uçmak üzere Sabiha Gökçen’de işlemlerini yaptırıyordu. Havalimanından turist bilgilendirme masasının da önerisiyle otobüsle şehir merkezine indiğimiz sırada, Düsseldorfta Faro uçağına binmek üzere beklerken kahve içen oğuz ile haberleştik.

Otobüsten indiğimizde ulusal tiyatro binasıyla karşılaştık. Elif Serbest’in güzel betimlemeleriyle binaya hayran kaldım. Binaların güzelliği çeşitliliği ve renkliliği Lisbon seyahatimizde dikkatimizi çekti. Tiyatro binasının olduğu meydanda birbirinin kopyası iki havuz ve iki tane heykel vardı. Lisbon sokaklarını gezerken kendimizi trafiğe kapalı bir sokakta bulduk. Sokağı dolaşmak kendimizi taksimde hissettirdi. Etraftaki mağazalar ve kafeler bize İstanbul’daymış hissi verdi. Bir süre sonra bir deniz kenarındaydık. Burada keyifli vakit geçirdikten sonra turist bilgilendirme masasından yemek için öneriler aldığımızda denizin aslında bir nehir olduğunu öğrenmek bizi oldukça şaşırttı. Bu deniz sanılan geniş nehir, İspanya topraklarında doğup Portekiz topraklarına bereketini taşıyarak Atlas okyanusuna dökülen Tejo nehriymiş meğer. Nehirdeki 25 Nisan köprüsüne adını veren 25 Nisan 1974 tarihinde gerçekleşen karanfil devrimi ilginç bir hikâye. Daha fazla bilgi almak için https://tr.wikipedia.org › wiki › Karanfil_Devrimi bağlantısına tıklayabilirsiniz.

İstiklal caddesi diye adlandırdığımız caddede yemek yedikten sonra, Portekiz’in ünlü tatlısı Nada’yı tatmayı ihmal etmedik.

Çok geç olmadan proje toplantısının yapılacağı şehir olan Faro’ya trenle hareket ettik. Akşam saatlerinde sabırsızlıkla beklenen Türk ekibinin buluşması Eva Otel’de gerçekleşti.

Bu buluşma uzun sürecek bir arkadaşlığın da başlangıcı oldu. Akşam yemeğinde ise projeye yüz yüze katılacak ekiple tanışma fırsatımız oldu. Ekipte Litvanya’dan üç, Portekiz’den ve Türkiye’den üçer katılımcı vardı.

TOPLANTI GÜNÜ

Kahvaltıda Portekiz’in muhteşem portakallarını yiyip enerjimizi aldıktan sonra proje toplantısına başladık. Toplantı detaylarına girmeden biraz projeden bahsedelim:

“Diffability” projesi Litvanya Vytautas Magnus Üniversitesi’nin koordinatörlüğünde ve Türkiye’den EGED, Türkiye Gençlik Birliği Derneği; Slovenya’dan Ljubljana Üniversitesi, Portekiz’den Out of Box Europe; Belçika ve Almanya’dan İtalyan Ticaret Odası’nın ortaklığında yürütülen bir proje. Projeyle engelli üniversite öğrencilerinin iş hayatına geçişini kolaylaştırmak amaçlanmaktadır. Bu amaçla, öğrenciler için girişimcilik eğitim müfredatı hazırlanacak ve bu eğitim oluşturulacak online platformda erişilebilir şekilde öğrencilere sunulacaktır. Bunların dışında, üniversitelere ve işverenlere eğitimler verilecek ve kapasiteleri arttırılmaya çalışılacaktır.

Eğitimde Görme Engelliler Derneği olarak, bu projenin her aşamasında çalışmaların ve üretilecek içeriklerin görme engellilerin erişimine uygunluğunun sağlanmasına ilişkin sorumluluk alıyoruz. Türkiye Gençlik Birliği Derneği ise, aynı sorumluluğu işitme engelliler adına alıyor.

Türkiye’den proje ortağı olan bu iki dernek birlikte projede, kapsayıcılığın yalnızca erişilebilirlik düzenlemelerine indirilmemesi konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Söylemlerin ve uygulamaların dil ve yaklaşım açısından da hak temelli bakışı esas alan bir çerçevede olacak şekilde değerlendirilmesini amaçlıyoruz.

Projenin bu ilk toplantısında proje hedefleri değerlendirildi; proje etkinlikleri gözden geçirildi, proje partnerlerinin sorumlulukları ve proje zaman çizelgesi üzerine konuşuldu.

Toplantıyı değerlendirmek gerekirse, oldukça verimli geçtiğini söyleyebiliriz. Gündem maddeleri etkili bir şekilde konuşuldu, tartışıldı. Erişilebilirlikle ilgili bir takım geliştirilmesi gereken noktaların olduğu anlaşıldı ve proje kapsamında öngörülmeyen yeni toplantılar planlandı. Ortaklarımızın toplantı sırasında erişilebilirlik ve engelliliğe dair söylemler konusunda yaptığımız katkıları dikkate almaları ve açık bir iletişim içinde oluşumuz bizi projenin devamında birlikte çalışma yönünde motive etti. Şu ana kadar engellilerle doğrudan çalışmamış ve bu alanda pek deneyimi olmayan, ancak kendi alanında güçlü kurumlarla çalışmak bizi, kuracağımız etkileşim açısından heyecanlandırıyor. Bu tür kurumlarla çalışarak hem o kurumların kapasitesini engellilik açısından geliştirmek hem de derneğimizin gelecekte işbirliği kurabileceği ağlar oluşturmak mümkün olacak.

Bir liman kenti ve eski bir yerleşim yeri olan Faro, Portekiz’in en güneyinde ve Portekiz’in başkenti Lizbon’a 280 km mesafede yer almakta. Toplantının ardından, akşam yemeğine kadar kalan vaktimizi, bu küçük, tarihi ve şirin kentte Faro Marina’ya karşı hemen kıyıda yer alan ve suya doğru inen basamaklarda oturup sohbet ederek geçirdik. Bir taraftan günü değerlendirirken, bir yandan da engellilik ve şehirdeki gözlemlerimiz üzerine derin bir sohbet yaptık. Karşımızda, adeta ayaklarımızın önünde uzanan marina, dibi bataklığımsı, dünyanın en yoğun denizatı popülasyonuna sahip, kenti Atlas Okyanusu’ndan ayıran lagün şeklinde bir yapı. Faro Marina’da ve tarihi dar sokaklarda yürürken bastığımız renkli ve geleneksel kaldırım taşlarının özel olduğunu bilmek farklı duygular uyandırdı. Faro günlerimizi birlikte otel odasında ve balkonunda hoş sohbetlerle tamamladık.

SEVİLLA’DA BİR GÜN

Sevilla Faro’ya otobüsle yaklaşık 3 saat uzaklıkta olduğu için gelmişken ziyaret etmemek olmazdı. Cuma sabah erkenden Sevilla’ya yolculuğa çıktık. Sevilla’da günümüzü Dünyanın en büyük 3. Kilisesi olan Santa María kilisesinin de yer aldığı tarihi şehir merkezinde geçirdik.
Bir taraftan tramvayların bir taraftan da faytonların geçtiği, yeşil papağanların dallarına konduğu portakal ağaçları ile süslü şehrin tadını çıkardık. Ayrıca Sevilla’nın sembolü sayılabilecek Flamenko adeta şehre ruhuna işlemişti.
İnsanlar sokaklara taşan restoran masalarında yemek yerken bile Flamenko yapmaktan geri durmuyorlardı. Maalesef kapalı olduğu için Alcazar Sarayı’nı ziyaret edemesek de, Elif’in betimlemeleriyle yaşadık. Şubat ayında kasvetli ve soğuk havasıyla bizi bekleyen İstanbul’a gitmeden, ılık ve güneşli Sevilla’da dondurma yemeyi de ihmal etmedik. Şehirde anılarımızı yanımızda götürmek için bolca fotoğraf ve video çektik. Akşam ise İspanya’ya has bir sokak lezzeti olan “churos” yedikten sonra Faro’ya hareket eden otobüsümüze bindik.

ERİŞİLEBİLİRLİK

Erişilebilirlikle ilgili maalesef özel bir düzenleme dikkatimizi çekmedi. Garlar, otobüs terminalleri gibi belli bölgelerde kılavuz çizgiler vardı. Ayrıca genel olarak kaldırımlar alçaktı. Arnavut kaldırımları şehri daha otantik kılsa da, tekerlekli sandalye kullanıcıları için güçlük oluşturabilir.

Fotoğraflar: 
Açık havada dışarıda çekilen fotoğrafta; kadın erkek katılımcılar yan yana, ayakta Durmuş, birbirlerine sarılmış, elleri omuzlarında, samimiyetle gülümserken görülmekteler.
Toplantı salonunda dikdörtgen uzun bir masanın etrafında kadın erkek katılımcılar, yan yana otururken masa üzerinde içecekler, dizüstü bilgisayarlar, ekranda bir sunum görünmekte.
Bir yemek restoranında dikdörtgen uzun bir masada kadın erkek katılımcılar yan yana oturup yemek yedikten sonra gülümserken görülmekte. Sol tarafta Oğuz Akkaya ve Ümit Erdem Yiğitoğlu yan yana oturmaktalar.